eni Balkan, 25 Nisan 2011
Dr. Erhan Türbedar
TEPAV Balkan Çalışmaları Koordinatörü
Sırbistan son üç yılın en ciddi siyasi krizini yaşıyor. Ekonomik iyileşmenin sağlanamamış olması yüzünden halkta memnuniyetsizlik arttı, ayrıca koalisyon hükümetinde çatlaklar oluştu. Mevcut durumdan istifade etmeye çalışan muhalefet ise erken seçim yoluyla iktidar olma çabasına girdi. Hükümetin ekonomik başarısızlıkları ve muhalefetin yapıcı olmayan tutumu Sırbistan’daki sosyoekonomik sorunları daha fazla derinleştiriyor.
1990’lı yıllarda eski Yugoslavya coğrafyasında yaşanan savaşlar ve NATO’nun Sırbistan’a yönelik müdahalesi, Sırbistan ekonomisinin derin yaralar almasına neden olmuştu. Oldukça olumsuz ekonomik koşullar, Ekim 2000’den sonra Sırbistan’da iş başına gelen demokratik yönetime miras olarak kalmıştı. Üstelik ülkenin yaklaşık on yıl geciktirilen iktisadi dönüşüm süreciyle ilgilenmek de yeni yönetimin göreviydi. Bu yüzden, Sırbistan’ın 2000’li yıllara ait makroekonomik göstergeleri, 1990’lı yıllardakilerle kıyaslanmayacak ölçüde iyileştiyse de, ekonomik ve toplumsal sorunları devam etti. Son iki yılda ise küresel ekonomik krizin negatif etkileri yüzünden sosyoekonomik sorunlar daha fazla derinleşti.
Şubat 2011’de Sırbistan’ın TÜFE olarak enflasyon oranı yüzde 12,6 seviyesindeydi. Kayıtlı işsizlik oranı ise yüzde 17 civarındaydı. Diğer taraftan Uluslararası Para Fonu (IMF) ile varılan orta vadeli anlaşma gereğince hükümet kamu yönetimi, emeklilik, sağlık ve eğitim gibi alanlarda kamu harcamalarını kısmak zorunda kaldı. Bu çerçevede 2009 ve 2010 yılları boyunca kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşları dondurulmuştu. Bu ve benzer ekonomik tedbirler ülkedeki sosyal ve siyasi gerginliği giderek tırmandırdı. Artan işsizlik, yoksulluk ve satın alma gücündeki düşüşler yüzünden halk hükümeti suçluyor. Hükümet ise dış faktörlere işaret ederek, Sırbistan’ın içinde bulunduğu sosyoekonomik kriz yüzünden sorumluluk kabul etmiyor.
Kamuoyu yoklamaları, halkın beklentilerine cevap veremeyen iktidar partilerinin popülaritesinin gittikçe gerilediğine işaret ediyor. Gelinen noktada muhalefet partilerinin halktaki desteği, iktidar partilerinden yaklaşık 10 puan önde gözüküyor. Bu yöndeki gelişmeler ise, 10 adet siyasi partiden oluşan koalisyon hükümeti içinde gerginlik yaratıyor. Hükümet içi dengeleri pekiştirmek maksadıyla Şubat 2011’de hükümet değişikliğine gidildi, ayrıca bakanlıkların birleştirilmesi yoluyla bakanlık sayısı 24’ten 17’ye indirildi. Yine de, 250 sandalyeli Sırbistan meclisinde sadece 129 kişilik çoğunluk sağlayabilmiş olan Sırbistan hükümeti, koalisyon ortakları arasında çıkabilecek en küçük bir anlaşamazlıktan bile etkilenebilecek durumdadır.
Sırbistan’da parlamento seçimleri normal olarak 2012 yılında düzenlenmesi gerekiyor. Ancak muhalefetteki Sırp İlerleme Partisi (SNS) halktaki memnuniyetsizlikten istifade ederek iktidar
olmaya çalışıyor. Batı karşıtı siyasetiyle bilinen, aşırı milliyetçi kesimleri etrafında toplayan ve “Büyük Sırbistan” siyasetini izleyen Sırp Radikal Partisi’nden (SRS) ayrılan bir grup, değiştiklerini iddia ederek Sırp İlerleme Partisi’ni kurmuştur. Kamuoyu yoklamalarında Sırbistan’ın en güçlü siyasi partisi olarak gözüken Sırp İlerleme Partisi, sosyoekonomik krizden çıkış için alternatif öneriler sunmadan erken seçim talebinde bulunuyor. Hükümete erken seçim baskısı yapmak için ise protesto gösterileri düzenliyor, ayrıca açlık grevine gidiyor.
Sırp İlerleme Partisi ilk defa 2009’un sonlarında erken seçim talebiyle gündeme gelmişti, ancak hükümet bu tür talepleri uzun süre ciddiye almamıştı. Bugünlerde ise Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Avrupa Birliği tarafından Sırbistan’a aday ülke statüsü tanınmadan erken seçime yanaşmayacağı yönünde mesajlar veriyor. Sırbistan hükümetinin başını çeken Demokratik Parti’nin (DS) kurucusu olan Tadiç, Avrupa Birliği’ne aday ülke statüsünün kazanılmasıyla, partisinin popülaritesinin yeniden artabileceğine inanıyor. Brüksel’in bu yılın sonlarına doğru Sırbistan’a aday ülke statüsünü tanıma olasılığı yüksektir. Ancak, Birlik içindeki genişleme isteksizliği yüzünden Sırbistan’a müzakerelere başlangıç tarihinin verilmeyeceği üzerinde duruluyor. Bu yüzden Avrupa Birliği’ne aday ülke statüsünün Sırbistan seçmenlerini nasıl etkileyeceği tam öngörülemiyor. Bununla birlikte Demokratik Parti’nin gelecekte Sırp İlerleme Partisi’ni yeni iktidar ortağı olarak seçmek zorunda kalabileceği üzerinde duruluyor.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
DUMA SEÇİMLERİ ÖNCESİ RUSYA’DA SON DURUM-Halit GÜLŞEN
- 27.10.2011 -
HIRVATİSTAN’IN AB ÜYELİĞİNE YEŞİL IŞIK Dr. Erhan TÜRBEDAR
- 28.06.2011 -
BALKANLAR’DAKİ VAHABİLİK BİR TEHDİT Mİ? Dr. Erhan TÜRBEDAR
- 03.11.2011 -
KRİZ İÇİNDE SIRBİSTAN Dr Erhan Türbedar
- 24.04.2011 -
BALKANLAR'DAKİ MÜLTECİ KRİZİ Dr. Erhan TÜRBEDAR
- 26.06.2011
-
DEPREM, TÜRK CUMHURİYETLERİNİN TOPLUMSAL DUYGUDAŞLIĞI VE KAZAK GÖNÜLLÜLERLE MÜLAKAT - 14.03.2023
Alparslan ÖZKAN 14.03.2023 -
HOW EFFECTIVE ARE UN MISSIONS? THE CASE OF A CONTROVERSIAL UNFICYP RESOLUTION - 16.10.2023
Şakir FAKILI 16.10.2023 -
THE EU'S ARMENIA MISSION NEEDS A HOLISTIC RETHINK - EU OBSERVER - 17.04.2023
Maurizio GERI 18.04.2023 -
DOĞU ASYA’DA SAVAŞ DAVULLARI
Mehmet KANCI 30.09.2012 -
TASC CELEBRATES DR. MARTIN LUTHER KING, JR. DAY - 15.01.2018
TASC 17.01.2018