09.01.2015
AB Haber
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransa’daki kanlı saldırıları protesto amacıyla Paris’te düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü sonrası açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, “Tehdit büyük. Özellikle ekonomik krizin de etkisiyle aykırı akımlara yöneliş var” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’teki Türkiye Büyükelçiliği’nde konuştu. Paris’te gerçekleştirilen Cumhuriyet Yürüyüşü etkinliğine katılan Davutoğlu, yürüyüşün ardından yaptığı açıklamada “İslam dünyasındaki bu gerilimin sadece İslam dünyası ile ilgili bir gerilim olmadığını, İslam dünyasında yaşanan insanlık trajedilerine sessiz kalınmasının da doğurduğu bir yeni durum olduğunu dünya çok daha iyi fark ediyor. Bugün burada ve vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu, şu mesajı vermiştir. Biz buradayız. Burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin diğer şehirler gibi birçok farklı dinden farklı kültürden insanın iç içe yaşadığı ve kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar olarak varlıklarını sürdürecekler. Tehdit büyük. Ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa’da bu tür akımlara dönük ciddi bir kayma var” dedi.
“HERKESİN YÜZLEŞMESİ GEREKEN BİR GERÇEKTİR TERÖR TEHDİDİ”
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında terör tehdidinin herkesin yüzleşmesi gereken bir gerçek olduğunu belirterek “Bugün hepinizin de izlediği gibi Fransa’da uluslararası dayanışma günü için Paris’teyiz. Bu son derece, sembolik açıdan da mesajlar içeren bir anma merasimidir. Türkiye terör söz konusu olduğunda, insanlığa karşı işlenen suçlar söz konusu olduğunda, masum bir cana kasıt söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı değeri savunagelmiştir. Hiçbir yerde çifte standart uygulamadık. Gazze’de yapılan saldırılar karşısında sesimizi nasıl yükselttiysek daha önce Madrid’de, Londra’da, Norveç’te olan terör saldırılarına da aynı şekilde sesimizi yükselttik. Bizim için terörün rengi, ırkı, mezhebi olmaz. Burada bulunmamız küresel mesajın algılanması bakımından önemliydi. Bu mesaj bütün dünyaya verilen bir mesajdır. Herkesin yüzleşmesi gereken bir gerçektir terör tehdidi” diye konuştu.
“İSLAMOFOBİK SALDIRILAR KONUSUNDA AVRUPA’DAN AYNI HASSASİYETİ BEKLEMEK HAKKIMIZDIR”
Avrupa’daki Müslümanlar açısından Paris’teki yürüyüşte olmasının önemine değinen Davutoğlu, “Biz burada bulunmakla Avrupa’da bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelecek saldırılar karşısında bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik. Avrupa asırlar boyu çok kültürlü çok dinli bir kıtadır. İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa’da İslam-Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler, Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. İster bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi bazı İslam adına, İslam’ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa’daki ırkçılar adına olsun Avrupa kültürüne darbe vurmaktadır. Burada sergilediğimiz tablo, Avrupa kıtası açısından da birlik, bütünlük tablosudur. Ama aynı zamanda da bizim vatandaşlarımız, Avrupa’daki Müslümanlar açısından da mevcudiyetimiz onlar için teminat mahiyetindedir. Aynı bilincin Avrupa’da da ortaya çıkmasını istiyoruz. İslamofobik saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa’dan aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha fazla hakkımızdır” ifadelerini kullandı.
“TEHDİT BÜYÜK”
Fransa’daki terör saldırısında sonra dünyanın teröre bakışının değişip değişmediği sorulan Davutoğlu, “Bu bir süreç. Bir anda bu tür riskler ortaya çıkmaz. Bir anda da ortadan kalkmaz. Hollande’ın terör saldırısı sonrası yaptığı açıklama son derece önemlidir. Bu terörün İslam ile ilişkilendirilemeyeceği yönündeki açıklaması bu olayı Müslümanlara karşı saldırı amacıyla kullanmak isteyenlere en güzel cevabı teşkil etmiştir. Fransa’nın ve birçok Avrupa ülkesinin son dönemde Filistin’i devlet olarak tanıma yönünde bir çabaya yöneldiklerini görmek memnuniyet verici. İslam dünyasındaki bu gerilimin sadece İslam dünyası ile ilgili bir gerilim olmadığını, İslam dünyasında yaşanan insanlık trajedilerine sessiz kalınmasının da doğurduğu bir yeni durum olduğunu dünya çok daha iyi fark ediyor. Avrupa’da bu anlamda daha fazla duyarlılığın oluşmakta olduğunu görüyoruz. Avrupa için de bu gelişmeleri yakından takip edip muhataplarımızla bundan sonra da bu çerçevede görüşmelere devam edeceğiz. Bugün burada ve vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu, şu mesajı vermiştir. Biz buradayız. Burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin diğer şehirler gibi birçok farklı dinden farklı kültürden insanın iç içe yaşadığı ve kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar olarak varlıklarını sürdürecekler. Tehdit büyük. Ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa’da bu tür akımlara dönük ciddi bir kayma var. Aynı şekilde bu konuda duyarlı olan kesimlerde de olumlu yönde duyarlılık oluştuğunu görmek de memnuniyet verici” şeklinde konuştu.
“BU SALDIRIYI YAPANLAR DA MÜSLÜMAN ÜLKEDE YETİŞMİŞ DEĞİLLER”
İslamofobik saldırıların Türkiye’nin AB sürecine olabilecek etkisi sorulan Davutoğlu, “Bugünlerde ortaya konulan resim geleceğe dönük neler yapılabileceğinin ilk mesajlarını da veriyor. Eğer Türkiye, AB’ye engel çıkarılmamış olsaydı emin olunuz bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak Avrupa’da prim yapar hale geldi. Problemin kaynağı burada. Karşı kültürlere yönelik tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler bugünkü tablolayla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu saldırıyı yapanlar da Müslüman ülkede yetişmiş değiller. Paris’te yetişmiş gençler. Bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmek de hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor. Biz Türkiye olarak bu konuda hep ilkeli davrandık” açıklamasında bulundu.
————–
Aynı tavrı bekliyoruz
Başbakan Davutoğlu,”Bugün görevimizi yerine getirdik, yarın Şam’da yada Gazze’de insanlar katledildiğinde aynı dayanışma bilincini dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin’de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye’de veya Filistin’de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
Davutoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’te, 17 kişinin ölümüne yol açan terör saldırıları nedeniyle düzenlenen “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne katılımının adından Türkiye’nin Paris Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.
Paris’te, son derece anlamlı, sembolik açıdan da önemli mesajlar içeren bir anma merasimi yapıldığını ifade eden Davutoğlu, “Bizim buradaki mevcudiyetimiz de esas itibarıyla birçok açıdan önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin terör, insanlığa karşı işlenen suçlar ve masum bir cana kasıt söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı değeri savunduğunu, hiçbir yerde çifte standart uygulamadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Gazze’ye yapılan saldırılar karşısında sesimizi nasıl yükselttiysek daha önce Madrid’de, Londra’da, Norveç’te olan terör saldırılarında da aynı şekilde sesimizi yükselttik. Bizim için terörün rengi, ırkı, mezhebi, etnisitesi olmaz. O açıdan burada bulunmamız, küresel mesajın algılanması bakımından önemliydi. Çünkü daha çok Avrupalı liderlerin olduğu bir platformdu. İslam dünyasından üç, dört lider, Afrika’dan Arap dünyası ve Avrupa’dan bizler vardık. Bu mesaj, bütün dünyaya verilen bir mesajdır. Herkesin de bu anlamda yüzleşmesi gereken bir gerçektir, şu anda terör tehdidi. Bu çerçevede bugün, burada sergilenen tablo önemlidir.”
“Avrupa’daki Müslümanlar açısından mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir”
Avrupa’daki Müslümanlar ve Türkler açısından da Paris’te bulunmasının önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Biz burada bulunmakla bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelecek saldırılar karşısında da bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik: Avrupa asırlar boyu çok kültürlü, çok dinli bir kıtadır. Endülüs’ten Osmanlı’ya kadar da İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa’da İslam-Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. Bu ister bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi İslam adına İslam’ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse yine bu süreç içinde onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa’daki ırkçılar adına olsun, kim olursa olsun Avrupa kültürüne bu anlamda darbe vurmaktadır.
Bugün burada sergilediğimiz tablo, Avrupa kıtası açısından da bir birlik, bütünlük tablosudur ama aynı zamanda da bizim vatandaşlarımız, Avrupa’daki Müslümanlar açısından da mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir. Bugün burada bulunmakla aslında aynı kararlı dayanışma bilincinin Avrupa’da da ortaya çıkmasını istiyoruz. İslamofobik tarzda yapılan saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa’dan aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha çok hakkımızdır.”
“Türkiye’nin tutumu ilkesel”
Türkiye’nin, Avrupa ve insanlığın ortak değerlerini savunmak gerektiğinde bugüne kadar sürdürdüğü ilkesel tutumu burada da yürüyüşe katılarak gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine dünyada nerede olursa olsun, devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin’de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye’de veya Filistin’de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı, eşrefimahlukat olan insanın değeri söz konusu olduğunda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan onuruna, insani değerleri aynı saygıyı beklediğimizi vurgulamak istiyoruz.”
Başbakan Davutoğlu, yürüyüş öncesinde birçok liderle görüşme imkanı bulduğunu da aktardı. Alana hareket için bekledikleri salonda Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile görüştüğünü belirten Davutoğlu, Avrupa ile ilgili konuları, son gelişmeleri istişare ettiklerini dile getirdi.
Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile uzun bir görüşme yaptıklarını kaydeden Davutoğlu, Yunanistan’daki son gelişmeleri, Türk-Yunan ilişkileri konusunda Atina’da alınan kararlar çerçevesinde istişarede bulunduklarını bildirdi. Başbakan Davutoğlu, Ürdün Kralı Abdullah ve İslam dünyasından gelen birçok liderle de yürüyüş öncesinde görüştüğünü ifade etti.
Türkiye’nin teröre karşı ilkesel bir tutumu olduğunun altını çizen Davutoğlu, “Bu ilkesel tutumu, dünyanın her yerinde tekrar etme ve mevcudiyetimizle değerlerimizi ayakta tutmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Ümit ederiz ki bu sorunlar, barışçıl yollarla çözülebilsin”
Davutoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarını sorularını da yanıtladı. Bir basın mensubunun, Avrupa’da teröre karşı bir duyarlılığın oluşmasının etkilerinin ne olacağı yönündeki bir soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Sayın Hollande’ın terör saldırısı sonrası yaptığı açıklama son derece önemlidir. Bu terörün İslam ile ilişkilendirilemeyeceği yönündeki açıklaması gerçekten bu olayı islamofobik bazı faaliyetler için Müslümanlara karşı saldırı amacıyla kullanmak isteyenlere en güzel cevabı teşkil etmiştir. Yine Fransa’nın ve birçok Avrupa ülkesinin son dönemde Filistin’i devlet olarak tanıma yönünde bir çabaya yöneldiklerini de görmek memnuniyet verici. Çünkü İslam dünyasındaki bu gerilimin sadece İslam dünyasıyla ilgili bir gerilim olmadığını, İslam dünyasında yaşanan insanlık trajedilerine sessiz kalınmasının da doğurduğu bir yeni durum olduğunu artık dünya çok daha fark ediyor. Bu anlamda bugün Sayın Mahmud Abbas ile merasimde görüştük. Ümit ederiz ki bu sorunlar, barışçıl yollarla çözülebilsin. Avrupa’da bu anlamda daha fazla duyarlılığın oluşmakta olduğunu görüyoruz. Ancak aynı şekilde Avrupa’da ırkçı temayüllerin de büyük bir ivme kazandığını, birçok ülkede seçimlerde ırkçı partilerin oylarında önemli artışlar sağladığını gördüğümüzde çok daha fazla duyarlılık içinde olunması gerektiği kanaatindeyiz.”
“Her yerdeki kayıplara aynı sesle karşılık vermemiz insanlık vazifesi”
Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip edip, muhataplarıyla bundan sonra da aynı çerçevede görüşmelerinin devam edeceğini anlatan Davutoğlu, “Bizim bugün burada, vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu, çok açık bir şekilde şu mesajı vermiştir: Biz buradayız, burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin aynen diğer şehirler gibi birçok farklı dinden, farklı kültürden insan iç içe yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar gibi varlıklarını sürdürecekler” değerlendirmesini yaptı.
Davutoğlu, özellikle ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa’da aşırı akımlara dönük ciddi bir kaymanın yaşandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açık söyleyeyim, tehdit büyük. Buna karşın, bu konuya duyarlı olan kesimlerde olumlu yönde bir duyarlılık oluştuğunu görmek de memnuniyet verici. Nihayetinde, hepimizin dünyanın her yerindeki insan kayıplarına aynı güçlü sesle karşılık vermemiz bir insanlık vazifesi. Bugün Paris’te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam’da ya da Gazze’de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilinci bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız.”
“Kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor”
Bugünlerde Paris’te ortaya konan resmin geleceğe dönük neler yapılabileceğinin ilk mesajlarını da verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti.
“Eğer Türkiye, Avrupa Birliği’ne engel çıkartılmamış ve 2004 Kıbrıs referandumu sonrasında süretle Avrupa Birliğine entegre olmuş olsaydı, emin olun bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak prim yapar hale geldi. Sıkıntının esası, problemin kaynağı burada. popülist tavırlar ve doğrudan karşı kültürleri tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler, bugün böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu saldırıları yapanlarda bir Arap ülkesinde ya da bir Müslüman ülkesinde yetişmiş değiller, Paris’te doğmuş ve yetişmiş gençler bunlar. Dolayısıyla bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmekte hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor.”
Türkiye’nin her zaman ilkeli davrandığını ifade eden Davutoğlu, yarın Almanya Başbakanı Angela Merkel, gelecek hafta İngiltere Başbakanı David Cameron ve Perşembe günü Brüksel’de bütün Avrupalı yetkililerle de konuyu tekrar ele alacaklarını bildirdi.
Davutoğlu, “Şu anda hepimizin üzerinde titizlikle durması gereken konu insani değerler ve Avrupa’nın bu insani değerler içindeki yerini doğru tanımlamak ve Avrupa’nın çok kültürlü kimliğini korumak. Hepimizin üzerine düşen en önemli vazife bu. Dünyada her türlü haksızlığa, her türlü baskı karşı aynı ölçü ve kararlı tavrı göstermek” dedi.
Dha-Ajanslar
Henüz Yorum Yapılmamış.
- KAZAKİSTAN'DAN UKRAYNA'NIN DOĞUSUNA İNSANİ YARDIM Asya - Pasifik 11.01.2015
- IRAK'TA AŞİRETLERİN SİLAHLANDIRILMASI TALEBİNE RET Irak 11.01.2015
- ÇİN'İN HUKUKSUZ UYGULAMALARINA PROTESTO Asya - Pasifik 11.01.2015
- LYON’DAKİ ‘CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ’NDE BİRLİK MESAJI Avrupa - AB 11.01.2015
- TÜRKMENİSTAN'DAN RUSYA'YA İLK FERİBOT SEFERİ YAPILDI Asya - Pasifik 11.01.2015
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS