Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bir yazısı 10 Şubat’ta ArmenPress’te yayınlanmıştır. Paşinyan yazısında barış için tüm ön koşulların sağlandığını ve bu konuda Azerbaycan’dan yanıt beklediklerini belirtmiştir. Yine aynı yazıda Azerbaycan’ı Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü sorgulayan bir tavır içinde olmakla suçlayan iddialarda bulunmuştur. [1]

Paşinyan’ın imzalanması beklenen barış anlaşması hakkındaki söylemleri göz önünde bulundurulduğunda Ermenistan ve Azerbaycan arasında sürdürülen müzakerelerin durgunluğu anlaşılamamaktadır. Ermeni yetkililer daha önce yaptıkları açıklamalar ile belirli maddeler üzerinde mutabakata varıldığını belirtmişlerdi. Paşinyan yazısında anlaşmanın mutabakata varılan kısmının barış sürecinin devamlılığı ve anlaşmanın imzalanması açısından yeterli olduğu görüşünü savunmaktadır. Ne var ki anlaşmaya varılamayan maddelerin tarafların ikili ilişkileri ve bölgede istikrarın sağlanması açısından önemi göz ardı edilemez.

Bunlardan belki de en önemlisi Bağımsızlık Bildirgesi’ne atıfta bulunan Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi gerekliliğidir. Paşinyan yaptığı açıklamada Ermenistan’ın dikkat çeken savunma sanayi harcamalarının ülkesinin toprak bütünlüğünü korumak için yapıldığını öne sürmüştür. Bununla birlikte Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne açıkça tehdit oluşturan Bağımsızlık Bildirgesi’ne atıf yapan Ermenistan, anayasasını değiştirmek konusunda somut bir adım atmaktan uzaktır. Daha önce Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile bu sorunun ortadan kalktığını iddia eden Paşinyan bu konuda anlaşmaya varmak istediği Azerbaycan’ın haklı endişelerini görmezden gelmektedir. Devletlerarası barış anlaşmalarının hazırlanması ve imzalanması güven ve anlayış gerektiren bir süreçtir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Ermenistan’ın bu tutarsızlığı barış anlaşması sürecinin selameti açısından güven sarsıcı ve kuşku uyandırıcı görülmektedir. [2]

Sonuç olarak Paşinyan her ne kadar barış için tüm ön koşulların sağlandığını iddia etse de anlaşmanın diğer tarafı olan Azerbaycan için durum aynı görünmemektedir. Paşinyan inandırıcı olmaktan uzak ve tek taraflı bakış açısını bölgenin gerçeklikleri olarak sunmaktadır. Söz konusu durum barış süreci önündeki en önemli engellerden biridir ve güven sarsıcı bu söylemlerden vazgeçilip somut adımlar atılmadıkça sağlam temelli bir barış anlaşmasının imzalanması mümkün görünmemektedir.