Geçtiğimiz günlerde UCM( Uluslararası Ceza Mahkemesi )eski başsavcısı Arjantinli Luis Moreno Ocampo, Ermenilere ithafen bir mektup yayınlayarak Kasım ayında Azerbaycan’da yapılacak olan COP29 (Conference of Parties) etkinliğine karşı bir medya kampanyası başlatmıştır.[1] Mektubun İklim Değişikliği Konferansı vesilesiyle yayınlanmış olması akıllara ilk olarak doğaya karşı duyulan sorumlulukla yayınlanmış bir mektup olabileceğini getiriyorsa da metnin içeriğine bakıldığında başka amaçlarla yazıldığı görülmektedir.
Ocampo Kimdir ve Neden Önemlidir?
Arjantinli bir avukat olan Ocampo, 2003-2012 yılları arasında UCM'nin Başsavcısı olarak görev yapmıştır. Görevi nedeniyle önemli bir hukuk figürü olan Ocampo, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi uluslararası suçlarla ilgili konularda çalışmıştır. Ocampo’nun sahip olduğu unvanlar ve kariyeri uluslararası kamuoyunda beyanatlarının hukuki ve resmi bir önem kazanmasına neden olmaktadır.
Soykırım Terimi'nin Gereksiz Kullanımı
Bilindiği gibi insanlığa karşı işlenmiş suçların en büyüğü olan “soykırım suçu” Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile çerçevesi çizilmiş hukuki terminolojiye ait bir terimdir. Bir suçun soykırım olarak adlandırılabilmesi için Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin ikinci maddesinde sınırlı olarak sayılmış fiillerden biri veya birkaçını içermesi gerektiği gibi uluslararası bir mahkemeden de bu yönde karar çıkması gerekmektedir. Bunun örneklerini daha önce Holokost hakkında yargılama yapmak için kurulan Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi (Ekim 1954), Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (2 Eylül 1998) ve Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemelerindeki (26 Şubat 2007) yargılama süreci ve çıkan kararların gerekçelerinde net olarak görmek mümkündür.
Söz konusu terimin daha önce defalarca asılsız şekilde kullanıldığına başka yazılarımızda da yer vermiştik.[2] Bu yazımızda dikkati çeken husus ise önceki kullanımların çok daha ötesinde bir örnek olarak insanlığa karşı suçlar alanında çalışmış bir hukukçu olan Ocampo’nun kasti olarak soykırım kelimesini usulsüz kullanmasıdır. Öte yandan, Ocampo'nun bu açıklamalarının uluslararası hukuk ve siyaset arenasında uzun vadeli etkiler yaratma potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, geniş kapsamlı bir politika analizi ve ilgili tarafların tepkilerini de dikkate almak gerekmektedir.
1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmenin ikinci maddesinde sınırlı olarak sayılan fiiller şunlardır: Ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir gruba mensup olanların öldürülmesi, mensuplara ciddi olarak fiziksel ya da zihinsel zarar verilmesi, kısmen ya da tamamen yaşam şartlarının değişmesi sağlanarak grubun fiziksel varlığını ortadan kaldırmak, grup içindeki doğumları engellemek ve mensup çocukları zor kullanarak başka bir yere nakletmek. Sözleşmenin üçüncü maddesi ise bu fiillerin teşebbüs, iştirak, iş birliği ve kışkırtma hallerinde işlenmesi durumunda da cezalandırılacağını belirtmektedir. Görüldüğü gibi metinde muğlak yerler bulunsa da soykırım suçunun çerçevesi çizilmiş, suçun hangi fiillerin işlenmesi durumunda ortaya çıkacağı sınırlandırılmak suretiyle aslında gereksiz ve usulsüz kullanımı da engellenmek istenmiştir. Soykırım kelimesinin pervasızca ve ilgisiz olaylarla birlikte anılması sözleşmenin amacını aştığı gibi uluslararası alanda da zihinlerde soykırımın önemini günden güne azaltmakta, insanlığa karşı işlenmiş suçların en büyüğü olan soykırım mağduru grupların görünürlüğünü ve suçluların cezalandırılabilme ihtimallerini azaltmaktadır. Uluslararası hukukun işlerliğini derinden zedeleyen bu usulsüz kullanımlar; soykırım tehdidi altında olan ulusal, etnik, ırksal veya dinsel grupları tehlikeye maruz bırakmaktadır.
Uluslararası hukukun başat organlarından olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin eski başsavcısı Ocampo’nun soykırımın tanımını bilmediği için usulsüz kullanımda bulunduğunu düşünmek mümkün olamayacağı gibi Eski Başsavcı’nın amacının toplumları infiale sürüklemek ve kişisel çıkarları amacıyla soykırım suçunu oldukça geniş ve haksız yorumlayarak Azerbaycan-Ermenistan arasındaki uyuşmazlıklarla ilişkilendirmek olduğu da düşünülebilir.
Ocampo’nun yayınladığı mektupta bahsettiği ve “soykırım kampanyası” olduğunu iddia ettiği fiiller “aç bırakmak, bombalamak ve toplumda korku ve panik yaratmak” tır. İddialar teker teker ele alındığında ve incelendiğinde son derece dayanaksız savlar olduğu görülmektedir. İlk fiile dayanak olarak gösterilen Laçın Koridoru meselesi göz önüne alındığında, konunun aslında bazı basın organları tarafından aktarıldığı gibi olmadığı ve çarpıtıldığı görülmektedir. Konu ile ilgili olarak sözde Dağlık Karabağ Dışişleri Bakanı Sergey Ghazarian yaptığı açıklamada Azerbaycan tarafından Laçın koridoruna alternatif olarak açılan koridoru kapattıklarını açıkça belirtilmiştir. [3] Yani Laçın koridorunun güvenlik sebepleriyle kapatılmasının ardından bölgedeki Ermenilerin insani ihtiyaçların giderilebilmesine olanak sağlamak için Azerbaycan tarafından açılan yol, yine bölgenin sözde yetkililerinin emriyle resmi olarak kullanım dışı bırakılmıştır. Bu sebeple Ocampo’nun mektubunda Azerbaycan’ın bölgedeki Ermenileri aç bırakarak soykırım kampanyası yürüttüğüne dair iddiaların asılsız olduğu şüphe götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Söz konusu mektupta soykırım kampanyası olarak gösterilen ikinci fiil ise “bombalamak” tır. Bölgede ayrılıkçı Ermeniler ve Azerbaycan arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmaktadır. Bu çatışmaların soykırımsal fiil olarak nitelendirilebilmesi mümkün değildir. Taraflar, söz konusu çatışmalarda birbirlerinin “grup”[4] olarak varlığını sonlandırma kastı taşımamakta, bölgedeki gerginlikler yüzünden zaman zaman çıkan çatışmalarda genel olarak etnik Ermeniler değil, ayrılıkçı ve silahlı Ermeni gruplar taraf olmaktadır. Ülkelerin toprak bütünlüklerine ve milli güvenliklerine tehdit teşkil eden silahlı ve ayrılıkçı unsurlara karşı göstermiş olduğu mukavemet soykırım kampanyası olarak nitelendirilemez. Daha önce de belirtildiği gibi bu tarz yanlış ve geniş yorumlamalar “soykırım suçu” kavramının içini boşaltmaktadır.
Mektupta bahsedilen son fiil olan “toplumda korku ve panik yaratmak” fiili Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmenin ikinci maddesinin (b) fıkrasındaki “grup üyelerinde ciddi anlamda zihinsel hasara sebebiyet vermek” ifadesiyle ilişkilendirilmiş olabilir. Bölgedeki Ermeni nüfusun Karabağ’dan ayrılırken çekilmiş görüntülerinde buna dair bir ize rastlanamadığı gibi röportajlarda kendi isteğiyle bölgeyi terk ettiğini ifade eden kişiler de bulunmaktadır. Zihinsel hasara sebep olacak kadar büyük bir baskı, tehdit ve korku ortamına maruz kalmış kişilerin belirtilen beyanlarda bulunması olası değildir.
Daha önce uluslararası ceza mahkemelerine konu olan ve soykırım suçu işlendiği de mahkemece sabit bulunan olaylarda (Holokost, Srebrenitsa Soykırımı, Ruanda Soykırımı) toplu mezarlar bulunmuş, mağdurlar yaşanan katliamların etkisiyle kalıcı psikolojik hasarlara maruz kalmış ve sonraki nesilleri dahi etkileyecek büyük çaplı suçların işlendiği de uluslararası kamuoyu tarafından belgelenmiştir. 2023 yılında Karabağ bölgesinde yaşanan çatışma ve gerginliklerin bu dehşet uyandırıcı vahim olaylarla aynı suç kapsamında değerlendirilmesi her şeyden önce uluslararası ceza mahkemeleriyle sabit bulunan soykırım suçlarının mağdurları için kabul edilemezdir. Ayrıca eklemek gerekir ki, çatışmalı bölgelerde bulunan çeşitli toplu mezarların tamamı Azerbaycan nüfusuna aittir.[5]
“Toplumda Korku ve Panik Yaratmak” Cümlesinden Ne Anlaşılmaktadır?
Ocampo’nun Ermenilere hitaben yayınladığı açık mektupta, Azerbaycan’ın “toplumda korku ve panik yaratmak” suretiyle soykırım kampanyası yürüttüğüne dair ortaya atılan iddia son derece dikkat çekicidir. Bu iddia yukarıda belirtildiği gibi herhangi bir dayanağa sahip olmamakla birlikte net bir anlam da taşımamaktadır. Ocampo’nun “toplumda korku ve panik yaratmak” fiilini soykırımsal fiil olarak değerlendirme sebebinin 1948 Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmenin ikinci maddesinin (b) fıkrasındaki “ciddi zihinsel hasar” koşulu olduğu akıllara gelmektedir. Bu koşul hukuk dünyasında halihazırda birçok tartışmaya konu olmuştur. Söz konusu sözleşmenin ikinci maddesinde sayılan fiiller, yine ikinci madde gereğince yalnızca “grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlendiği” hallerde soykırım suçu bakımından cezalandırılabilir. Maddede sayılan fiillerin grubu kısmen ya da tamamen yok etme kastıyla işlendiği takdirde cezalandırılabilir olması nedeniyle bazı hukukçular grubun fiziksel varlığının sağlam kalması halinde, ciddi zihinsel hasara sebebiyet vermenin soykırım suçu oluşturmadığı görüşündedir.
Toplumda korku ve panik yaratma fiilinin ciddi zihinsel hasara sebebiyet verip vermeyeceği ise ayrı bir tartışma konusudur. Ocampo’nun açık mektubunda 2023 yılında Karabağ bölgesinde yaşanan olaylar için “toplumda korku ve panik yaratmak” kavramının son derece dayanaksız bir şekilde soykırım kampanyası olarak nitelendirilmesi bir yana, UCM’nin eski Başsavcısı tarafından kamuya açık bir mektupla ciddi zihinsel hasar koşulunun sınırlarının bu kadar genişletilerek kullanılması tedirgin edicidir. Daha önce Ruanda yargılamalarında ciddi zihinsel hasar olarak kabul edilmiş unsur, Tutsi kadınlarının topluca tecavüze uğramış ve birçoğunun da bu yolla öldürülmüş olmasıdır. Soykırımın tanımının yapıldığı 1948 Sözleşmesinin ilgili madde metnindeki muğlaklıkların iyi niyetli olmayan şekillerle sıkça kullanılıyor olması uluslararası hukukun güvenilirliğini zedelemektedir. Ocampo ise UCM’nin eski Başsavcısı olma unvanından faydalanarak bu zedelenmeye aracı olmaktadır.
Ocampo Beyanlarıyla Toplumda Korku ve Panik Yaratmakta mıdır?
Kendi adına bir internet sitesi bulunan Ocampo, siteden düzenli aralıklarla konuyla ilgili yazılar paylaşmakta ve beyanatlar vermektedir. Bu yazılarda Ermenilerin sistematik olarak yüz yıldır soykırıma maruz bırakıldığına dair asılsız iddialarına yer vermektedir. Unvanı dolayısıyla zaman zaman kamuoyunun dikkatini çekmiş olsa da günümüzde verdiği mesnetsiz demeçlerden dolayı itibar kaybına uğramıştır. Bölgedeki karışıklıkları devamlı olarak soykırımla ilişkilendiren ve bu konuda yayınlar yapan Ocampo’nun, mektubunda bahsettiği gibi dünya ve bölge genelinde barış için mi çabaladığı yoksa ünü azalan eski savcının kamuoyunda infial yaratarak gündemde yer edinmeye mi çalıştığı tartışmalıdır. Korkutma politikası izlediği düşünülebilecek olan Ocampo’nun, “soykırım” suçlamalarıyla Ermeni toplumunu provoke ettiği görülmektedir. Azerbaycan ve Ermenistan’ın sonuca ulaşmak için çaba sarf ettiği barış sürecini olumsuz etkileyen ve devletleri zor durumda bırakan bu beyanatlar aynı zamanda Ermeni toplumunda da panik yaratmaktadır. Tartışmalı ve hassas kavramların UCM gibi önemli bir kurumun eski Başsavcısı tarafından rahatlıkla ve içi doldurulmadan kullanılması söz konusu kurumun geleceğine zarar verebileceği gibi başsavcılık makamının da bu durumdan olumsuz anlamda etkilenebileceği endişesi doğurmaktadır.
*Resim: Israel Hayom
[1] "Luis Moreno Ocampo calls on Armenians to 'expose all the abuses of President Ilham Aliyev'," Public Radio of Armenia, July 23, 2024. https://en.armradio.am/2024/07/23/luis-moreno-ocampo-calls-on-armenians-to-expose-all-the-abuses-of-president-ilham-aliyev/.
[2] "SOYKIRIM SUCUNUN DEĞERSİZLEŞTİRİLMESİ," AVİM - Center for Eurasian Studies, accessed August 12, 2024. https://avim.org.tr/tr/Yorum/SOYKIRIM-SUCUNUN-DEGERSIZLESTIRILMESI.
[3] Luis Moreno Ocampo Urges Armenians to Lead a Peaceful COP29," Azatutyun, July 23, 2024. https://www.azatutyun.am/a/32553413.html
[4] Burada “grup” kelimesi hukuki bir terim olarak etnik, ulusal, ırksal, dini insan gruplarını ifade etmektedir.
[5] "Another mass grave found of Azerbaijanis killed by Armenians," Anadolu Agency, accessed August 12, 2024. https://www.aa.com.tr/en/world/another-mass-grave-found-of-azerbaijanis-killed-by-armenians/2702539 ; "Azerbaijan discovers mass grave in Agdam province in Karabakh, reports," Anadolu Agency, accessed August 12, 2024. https://www.aa.com.tr/en/world/azerbaijan-discovers-mass-grave-in-agdam-province-in-karabakh-reports/2928102. ; "Azerbaijan discovers new mass grave in Shusha city," Anadolu Agency, accessed August 12, 2024. https://www.aa.com.tr/en/europe/azerbaijan-discovers-new-mass-grave-in-shusha-city/2968250.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
WİKİPEDIA’NIN AÇIKTA KALAN YÜZÜNÜN ÖTESİNDEKİ KARANLIK - BİLGİ YÖNETİMİNDEKİ ROLÜNÜN İNCELENMESİ
Teoman Ertuğrul TULUN 28.05.2024 -
ERMENİSTAN-RUSYA EKSENİNDE ARTAN GERGİNLİK VE GÜÇ MÜCADELESİ
Tutku DİLAVER 01.07.2020 -
ERMENİSTAN, KGAÖ ÜZERİNDEN RUSYA İLE İLİŞKİLERİ SORGULUYOR
Gözde KILIÇ YAŞIN 05.12.2022 -
2019 İSTANBUL ERMENİ PATRİĞİ SEÇİMİ TALİMATNAMESİ VE İLGİLİ TARTIŞMALAR
Mehmet Oğuzhan TULUN 30.10.2019 -
FRANSA'NIN AFRİKA'DAKİ SÖMÜRGECİLİK GÜNAHLARI: FRANSA GERÇEKTEN RUANDA SOYKIRIMINDA SUÇ ORTAĞI DEĞİL Mİ?
Teoman Ertuğrul TULUN 16.07.2021
-
THE TRUTH WILL OUT -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2023 -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
EU-TÜRKİYE COOPERATION IN CENTRAL ASIA AND SOUTH CAUCASUS: TOWARDS SUSTAINABLE ENGAGEMENT IN ENERGY AND CONNECTIVITY -
AVİM 2023 YILLIK RAPOR | ANNUAL REPORT -
ÇAĞDAŞ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA IRKÇILIĞIN VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORLUĞU: FRANSA ÖRNEĞİ
-
"ERMENİ SORUNUNU ANLAMAK" BAŞLIKLI KONFERANS