AVRUPA BİRLİĞİ’NİN AVRO KRİZİ ÇÖZÜMLENEBİLİR Mİ?
Yorum No : 2012 / 63
14.11.2012
2 dk okuma

Avrupa Birliği ekonomik temellerde bir birlik oluşturma projesi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak zaman içinde uygulama farklı bir ivme göstermiş ve siyaset ekonominin önüne geçmiştir. Ekonomik birliğin temelindeki siyasi düşünce Almanya’yı dengelemek ve dizginlemek iken, günümüzde Almanya birliği nasıl düzenler aşamasına gelinmiştir.


Ekonomik düşünce ile siyasi ihtirasın kırılma noktasını avro bölgesi oluşturma kararında görmek mümkündür.Bir para birliğinin ekonomik gelişmeye ve büyümeye katkıları açıkça bilinmekle beraber, aynı ölçüde bilinen ortak para birimi oluşturmanın olmazsa olmaz kuralları ve gereksinimleri göz ardı edilmiş, AB’nin ekonomik lokomotifi ülkelerin aşırı özgüvenleriyle, kervan yolda düzülür anlayışı ile hareket edilmiştir.


Avro bölgesi ekonomik uygulamasından, tahmin ve hesaplara uygun şekilde, en karlı çıkan ülke Almanya olmuştur. Diğer taraftan, avro bölgesi mühendisliğinde ihtiyaç duyulmayacağı düşünülen ve bir mekanizma oluşturulmayan avro üyeliğinden çıkma veya çıkarılma şıkkı günümüz koşullarında kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Yalnız mekanizma öyle kurulmuştur ki, hangi boy olursa olsun bir dişlinin çıkması bütün mekanizmayı felce uğratmakta, by-pass yapılamamaktadır.
Berlin’deki Bertelsmann vakfı tarafından olası bir kötü hal senaryosu için yapılan bir çalışmada, Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İspanya’nın avrodan ayrılmalarının dünya ekonomisine maliyetinin 17 trilyon avro olacağı hesaplanmıştır. Bu çalkantının etkileri ABD’den Çin’e kadar hissedilecek, avrodan çıkan ülkeler sosyal kaos ve siyasi istikrarsızlığın pençesine düşecektir.


Tek başına komşu Yunanistan ele alınacak olursa, avro’dan çıkmasının dünya ekonomisine maliyeti 674 milyar avro, Yunanistan’a maliyeti 164 milyar avro, Almanya ekonomisine maliyeti ise 73 milyar avro olarak hesaplanmaktadır. İflastan kurtulmak için yardıma ihtiyaç duyan diğer ülkeler için yapılan çalışmada, çıkmalarının Almanya ekonomisine maliyeti ise şöyle hesaplanmaktadır: Portekiz 225 milyon avro, İspanya 805 milyon avro, İtalya 600 milyon avro.
Dolayısı ile başta Almanya olmak üzere AB’nin güçlü ekonomileri ciddi bir ikilem ile karşı karşıya bulunmaktadır. Avro bölgesinin dağılması tarifsiz bir ekonomik bunalıma neden olacak, avronun devamı için yardımda bulunmak ise daha az üreten ekonomilerin refah düzeyini kendilerinkiyle eşitleyecek düzenli katkıda bulunmak gerektirecektir. Bu durum bazıları için kötü örnek de oluşturabilecek, rekabet gücünü ve daha fazla üretme ihtiyacını köstekleyebilecektir. Böyle bir gelişme yardım taleplerini de herhalde azaltmayacak, kuyruğa yeni ülkelerin katılmasını teşvik edebilecektir. Son olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de sıraya girmesi ilginçtir. 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten