AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ BEYİN FIRTINASI TOPLANTISI
Yorum No : 2013 / 39
-
24.04.2013
3 dk okuma
AVİM, Beyin Fırtınası toplantılarının ikincisi 24 Nisan Çarşamba günü ANKÜSEV’de gerçekleştirilmiştir. AVİM Onursal Başkanı E.Büyükelçi Ömer Engin Lütem’in açılış konuşmasını yaptığı toplantının moderatörlüğünü AVİM Başkanı E. Büyükelçi Alev Kılıç yapmıştır. Toplantıya yönlendirici konuşmacı olarak Prof. Dr. Kemal Çiçek, yorum ve gözlemleriyle Prof. Dr. Ömer Turan ve Azerbaycan Stratejik Araştırmalar Enstitüsünü temsilen Dr. Cavid Veliev konuşmacı olarak katılmıştır. Toplantıda Ermeni araştırmaları alanında çalışan akademisyen ve araştırmacıların, yaptıkları yayınların ışığında, belli bir sınıflandırmaya tabi tutulabileceği ifade edilmiştir. Bir yenilik oluşturan bu sınıflandırma itibari ile soykırım tezini tavizsiz savunanlar, soykırımdır ancak kasıt bulunmamaktadır diyenler, 1915 olaylarını yeni baştan yorumlayan oluşturmacılar (constructivistler), soykırım tezinin delillerin sorunlu ve tahrif edilmesi sebebiyle zayıf kaldığını savunan ancak katliam yapıldığını kabul eden liberaller, Türklerin hiçbir şekilde soykırım benzeri faaliyetler gerçekleştirmediğini savunan gruplar, İttihat ve Terakki’nin milliyetçi ideolojisinin bu geçmiş trajedinin temelinde bulunduğunu savunanlar ve nihayet tarihi verilere ve belgelere iki yönlü bakabilenler sınıflandırması üzerinde durulmuştur. 1915 Birinci Dünya Savaşı olaylarının araştırılması, çalışılması ve propagandaya alet edilmesi konusunda Ermeniler ve ermeni teşvikçileri ile Türkler arasında neredeyse 60 yıllık bir fark olduğu ifade edilmiştir. Türkiye’nin bu konudaki çalışmalarının henüz bu zaman boşluğunu dolduramadığı, özellikle gençlere ve genç akademisyenlere önemli görevler, özellikle tarihçilere çok büyük sorumluluk düştüğü, bütün iyi niyetli çabalara rağmen, hiçbir kesimin kendi üzerine düşeni yeterince yapmadığı vurgulanmıştır. Bu alandaki yayınların da yetersiz kaldığının altı çizilmiştir. Türk-Ermeni ilişkileri ve uluslar arası soykırım iddiaları konusunda Azerbaycan’ın tavrı da toplantıda ele alınmıştır. Azerbaycan’da Ermeniler ile ilişkiler SSCB döneminde sürerken, Türkiye’de bu konuda durağanlık yaşandığı, Azerilerin Ermeniler ile ilgili belleğinin her gün yeniden inşa edildiği ifade edilmiştir. Bazı konuşmacılar Türkiye’de Ermeni meselesinde kararlı adımlar atılmadığını, Azerbaycan’ın Ermeni Diasporası ile karşı karşıya bırakıldığını, Karabağ’ın işgalinin de propaganda eksikliğinden kaynaklandığını belirtmişlerdir. 2000’li yılların başından itibaren Ermeni meselesinde Türkiye’nin tavrının da değişmeye başladığı, ancak aynı dönemde Azerbaycan’ın daha proaktif bir politika yürütmeye başladığı, nitekim Ermenilerin tüm çabalarına rağmen uluslar arası örgütlerin aldıkları kararların Azerbaycan için avantaj oluşturduğu öne sürülmüştür. Azerbaycan’ın özellikle Hocalı Katliamı’nın soykırım olarak tanıtılması için yürüttüğü politikanın birçok açıdan başarılı olduğu belirtilmiştir. Azerbaycan’ın bu konuya bir propaganda savaşı olduğunun bilinci ile yaklaştığı, Türkiye’nin yaklaşımının ise daha farklı, hatta pasif olduğu iddia edilmiştir. Bu durumun değişmesinin akademik çalışma ve araştırmaların desteklenmesi ile mümkün olabileceği söylenmiştir. Konunun “soykırım” tartışmalarına hapsedilmesinin faydalı olmayacağına dair görüşler de ortaya konmuştur. Meselenin hukuki açıdan yeni yeni tartışılmaya başlandığına da işaret edilmiş, ancak bugüne kadar Ermenilerin hiçbir şekilde bu yola başvurmadığının, çünkü bu çabalarından sonuç alamayacaklarının farkında olduklarının altı çizilmiştir.

© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten