AVRUPA’DA GEÇTİĞİMİZ HAFTA (30 EKİM – 5 KASIM 2017)
Yorum No : 2017 / 96
06.11.2017
9 dk okuma

Avrupa haberlerinde geçtiğimiz hafta öne çıkan başlıklar arasında ırkçılık haberleri, İzlanda’da solun yükselişi, İspanya cephesindeki gelişmeler, Eurozone’a katılmayı hedefleyen Hırvatistan, Türkiye’yi ilgilendiren AB’ye ilişkin gelişmeler, terörle mücadele ve sığınmacılara ilişkin haberler ve Almanya’daki son gelişmeler ön plana çıkmaktadır.

 

Irkçılık

Almanya'nın Dresden kentinde yabancı düşmanı Pegida hareketinin, üçüncü kuruluş yıldönümü sebebiyle yaptığı gösteri protesto edildi. Irkçılığa karşı yapılan gösteriye yaklaşık 3 bin kişi katıldı. 2014 sonbaharında ilk kez sokağa çıkan Pegida o dönem 20 bin kişinin bir araya geldiği gösteriler düzenlemiş, 2016'da gösterilere katılım ortalama 8 bin olarak kaydedilirken bu yıl katılım 5 bin kişiye kadar gerilemişti.

1963-1965 yılları arasında Almanya'nın Frankfurt kentinde görülen Auschwitz mahkemelerine ait doküman ve kayıtlar, UNESCO tarafından Dünya Belleği Listesi'ne alındı. UNESCO'nun Dünya Belleği Listesi girişimi, gelecek nesiller açısından tarihi öneme sahip belgeleri garanti altına alma amacı taşıyor. Söz konusu doküman ve ses kayıtları, Naziler tarafından işgal edilen Auschwitz-Birkenau toplama kampındaki cinayetlerde sorumluluğu olduğu suçlamasıyla yargılanan 22 kişinin davalarına ait. 1963-1965 yılları arasındaki davalarda, savaş sonrasında Almanlar, ilk kez Nazi dönemi suçlarıyla yüzleşmek zorunda kalmıştı.

Almanya'nın ilk azınlık siyasi oluşumu Yenilik ve Adalet Partisinin (BİG) Genel Başkanı Haluk Yıldız, Almanya'nın terör örgütü PKK'yı yıllarca kullanan ve örgütün bu ülkede güçlenmesini sağlayan bir ülke olduğunu belirtti. Almanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan NSU terör örgütü ve buna ilişkin devam eden dava hakkında ise Yıldız, "NSU olayı Türklerin göç tarihinin en büyük yarası diyebiliriz. Alman derin devletinin de maalesef ortak olduğu vahşice bir olay. Belki Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gördüğü en büyük dava da diyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Belçika haber ajansı Belga, Molenbeek Belediye Başkanı Françoise Schepmans'ın cuma günü yapılması planlanan ve Geert Wilders ile diğer bir sağ popülist politikacı olan Filip Dewinter'in katılacağı duyurulan etkinliği engellediğini duyurdu. Hollanda'da ana muhalefetteki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders ile Aşırı sağcı Flaman Bloku'nun lideri Filip Dewinter, Brüksel'in Molenbeek ilçesine "İslami safari" adı verilen bir ziyaret düzenleyeceklerini duyurmuştu.

 

İzlanda

İzlanda’da yapılan genel seçimlerde merkez sağ koalisyon hükümeti meclisteki çoğunluğu kaybetti. Sol partilerden oluşan dört partili bir koalisyon hükümetinin kurulması muhtemel. İzlanda Devlet Başkanı Gudni Johannesson'un bir sonraki hükümeti kurma görevini Benediktsson'a vermesi bekleniyor. Ancak Benediktsson'un hükümeti kuramamasına ve dört partiden oluşan sol hükümetin kurulmasına muhtemel gözüyle bakılıyor.

 

İspanya

İspanya'da yaşanan Katolanya krizinde Katalan lider Charles Puigdemont'un Belçika'ya geldiği ve burada kendisi ve kabinesi için siyasi iltica istemiş olduğu iddiası yer alıyor. Bir AB ülkesi başka bir AB ülkesi vatandaşlarına iltica statüsü verebilir mi? Verirse siyasi sonuçları ne olur? Brüksel’de şimdi bunlar konuşuluyor. Konuyu yakından takip edenler meselenin gidişhatı ve sonucunun tüm kıtada üzerinde ciddi etkileri olacağı görüşündeydi. Puidgdemont siyasi iltica talebinde bulunmadığını ancak birtakım garantiler alana kadar da İspanya’ya da dönmeyeceğini açıkladı. 

İspanya Ulusal Mahkemesi, "devlete karşı başkaldırma, ayaklanma ve  kamu malını kötüye kullanmakla" suçlamasıyla Belçika'da bulunan eski Katalan  Başkan Puigdemont ile Antoni Comin (Sağlık Bakanı), Clara Ponsati (Eğitim  Bakanı), LLuis Puig (Kültür Bakanı) ve Meritxell Serret (Tarım Bakanı) hakkında  tutuklama kararı verdi. İspanya hükümeti, Avrupa çapında tutuklama kararı  çıkartılmasının ardından Belçika'dan bu kişilerin iade edilmesini talep etmeye  hazırlanıyor. Puigdemont, "Brüksel'e AB'nin kalbi olduğu" için geldiğini belirtiyor.  Eski Katalan liderin bu kararı, bir yandan Belçika-İspanya ilişkilerini germe  potansiyeli taşırken, diğer yandan kendi ayrılıkçı Flaman hareketini  cesaretlendirerek Belçika'yı zor bir duruma sokuyor.

Geçen haftasonu ise İspanya’nın talebi üzerine Belçika’da gözaltına alınan Katalonya’nın eski Başkanı Carles Puigdemont ve dört bakanı serbest bırakıldı. Belçika savcılığı Katalan hükümetinin eski üyelerinin koşullu olarak serbest bırakıldığını ülke dışına çıkamayacaklarını duyurdu. Puigdemont, Brüksel’deki adliye sarayından ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. 

 

Eurozone

Geçtiğimiz yıl iktidara gelen merkez sağdaki Hırvat hükümeti önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde Euro bölgesine girmeyi hedefine koymuş durumda. İlk hedef ise 3 yıl içerisinde Avrupa Döviz Kuru Mekanizması’nda yer almak. Hırvatistan’ın Kuna’dan Euro’ya geçmeden önce GSYH’nin yüzde 80’ine denk gelen kamu borcunu düşürmesi ve bütçe açığını azaltması gerekiyor.

 

Türkiye – AB İlişkileri

Türkiye ile Fransa arasında enerji alanında iş birliği anlaşmasının onaylanmasına ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Anlaşmaya göre, taraflar ulusal mevzuatlarına uygun olarak enerji sektörlerinin geliştirilmesiyle ilgili bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunacak.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki konuşmasında Rusya ve Türkiye ile diyalog çağrısı yaptı. Rus TASS haber ajansının aktardığına göre, Macron Avrupa'nın Rusya ile mevcut sorunlara rağmen yoğun bir diyalog yürütmesi gerektiğini ve bunun kapıları kapatmaktan daha doğru olacağını belirtti. Fransız lider, aynı rotanın Türkiye ile ilişkilerde de izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

 

AB’nin Terörle Mücadelesi

Fransa'da 13 Kasım 2015 tarihinde 130 kişinin öldüğü terör saldırıları sonrası yürürlüğe giren OHAL bugün sona erdi. OHAL yerine getirilen yeni güvenlik yasası ise ülkede tartışma yarattı. Yeni güvenlik yasasına radikal soldan aşırı sağcı Ulusal Cephe'ye kadar çeşitli siyasi kesimlerden eleştiri var. Yasa OHAL uygulamalarını olağan yasanın bir parçası haline getirdiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Yasaya mevcut düzenlemelerin 2020 tarihinde otomatik olarak yürürlükten kalkacağı ibaresi eklendi. Yeni yasa şunları getirdi; Hareket kısıtlaması, ev araması, ibadet yerlerinin kapatılması, liman ve havalimanlarında kimlik kontrolü ve etkinliklerde güvenlik önlemleri. Ayrıntılı haber için lütfen tıklayınız: http://avim.org.tr/tr/Bulten/FRANSA-DA-OHAL-IKI-YIL-SONRA-SONA-ERDI

Terörizmle savaş aynı zamanda kriz yönetimi, yolsuzlukla savaş, göç ve insan hakları düzeylerinde yeni politikalar geliştirme zorunluluğu anlamına geliyor. Uluslararası terör saldırıları uzmanı Georges Fenech’e göre Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önerileri bu anlamda önemli bir adım. Fenech, “Umarım Avrupa Birliği Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avrupalı bir istihbarat örgütü ve terörizm soruşturmalarını bir araya getirmeyi sağlayacak bir Avrupa mahkemesi kurma önerisini kabul eder. Ocak ayında, Fransa’da terörizmin finansmanı üzerine yine büyük bir uluslararası konferans düzenlenecek. Bu paranın takibi ve nasıl aklandığının anlaşılması için yeni kurumların yürürlüğe konması gerekli.” diyor. 

 

Sığınmacılar

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre kadınlar ve çocuklar mültecilerin %60’ını oluşturuyor ve İstismara uğrama ve şiddet görme riskleri erkeklerden daha yüksek. Göç eden çocukların %90’ınınsa yanında bir yetişkin bulunmuyor. Brüksel’de düzenlenen Crans Montana Forumu Afrikalı Kadınlar İnisiyatifi bu soruna bir çözüm arayışındaydı. Avrupa Birliği’nin Afrika’ya yapılacak yatırımlarla gelişmekte olan ülkelerde iş olanakları sağlamasına yardımcı olması birliğin göç stratejilerinin başında geliyor.

Yunanistan'ın başkenti Atina'da bir grup sığınmacı, 2 yıldır uzak kaldıkları, Almanya'da olan ailelerine kavuşmak için başlattıkları açlık grevine devam ediyor.

Danimarka'nın Göç ve Uyum Bakanı Inger Stojberg, mültecilere ilişkin bir toplantıda çıkışı kendisini protesto eden bir grup mültecinin üzerine makam arabasını sürdü. Yaralanan mülteci hakkında bilgi verilmedi.

 

Almanya

Alman ordusunun stratejistleri tarafından hazırlanan bir raporda Avrupa Birliği’nin 2040 yılına kadar bölünebileceğine dikkat çekildi. Raporda 2040 yılına kadar olabilecek senaryolar üzerinde duruldu. Der Spiegel dergisinin aktardığı raporda yer alan bazı senaryolara göre kimi Avrupa ülkeleri Rusya stili ‘devlet kapitalizmi’ sistemini benimseyecek. Bazı senaryolarda ise dünyanın daha huzurlu olacağı öngörülüyor.

ABD istihbaratının, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in telefonunu dinlediğinin ortaya çıkmasının ardından Merkel 2013'te 'dostlar arasında birbirini dinlemek olmaz' demişti. Alman basınında yer alan bir habere göre ise Almanya'nın dış istihbarat teşkilatı Federal Haberalma Servisi (BND) kendi casus uydusunu uzaya göndermeye hazırlanıyor. Konuyla ilgili olarak Federal Meclis'ten ilk açıklama geldi. Almanya'da istihbarat servislerinin denetiminden sorumlu Parlamento Kontrol Komisyonu'nun Sol Partili Başkan Yardımcısı Andre Hahn projejeyle ilgili iddiaları reddetti. Hahn "Alman ordusunun halihazırda sahip olduğu ve güncellenmesi söz konusu olabilecek bir sistemi mevcut" şeklinde konuştu.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten