BALKANLAR – AB – TÜRKİYE
Yorum No : 2012 / 33
02.10.2012
2 dk okuma

1 Ekim 2012 tarihli AVİM günlük bülteninde AB’nin genişlemeden sorumlu Komisyon üyesi Stefan Füle’nin, birliğin Batı Balkan ülkelerine yönelik açık kapı Politikasını yinelediği haberi yer almıştır. Bu haberin ve Füle’nin ifadelerinin Türkiye ve Balkanlar bakımından çağrıştırdıklarını kaydetmekte yarar vardır. Bilindiği gibi, Balkanlar, Avrupa’nın güneydoğusunda, coğrafi, siyasi, kültürel, sosyal, demografik özellikleriyle bütünlük oluşturan bir bölgedir. Nitekim tarih boyunca Balkanlar Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası ve Batı Avrupa’nın yumuşak karnı olmuştur. Kıtalar ve bölgeler kavşağında merkezi bir konuma sahip olan Türkiye aynı zamanda bir Balkan ülkesidir. Yakın tarihte ‘’balkanlılaşma’’ kavramıyla yerleştirilmeye çalışılan olumsuz ve küçümseyici tavıra Türkiye daima karşı çıkmış, Balkan ülkeleri arasında istikrar ve işbirliği çalışmalarının her dönemde öncülüğünü yapmıştır. AB genişlemesinin kaçınılmaz olarak Balkanları da kapsamak durumunda olduğu esasen AB tarafından yıllar önce teslim edilmiş ve bu yönde somut adımlar atılmıştır. Diğer taraftan, Türkiye’nin de Balkan ülkesi olduğu gerçeğinin Türkiye’nin üyeliği konusunda AB’ni Balkanlar kapsamında da ayırımcı bir yaklaşıma yönelttiği ve “Batı Balkanlar” kavramıyla yeni bir ayırım yaratıldığı görülmektedir. “Batı Balkanlar”ın parçalanan Yugoslavya topraklarında bağımsızlığını kazanan yeni cumhuriyetler ile Arnavutluk’u içerdiği anlaşılmaktadır. Her batının bir de doğusu vardır. Ancak Balkanlar için doğudan hiç bahsedilmemekle AB için doğunun Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya ile tamamlandığı izlenimi yaratılmaktadır. Türkiye’yi Balkan coğrafyasından dışlayan bir üyelik müzakere sürecinin Türkiye’nin Avrupa referanslarını zayıflatma etkisini göz önünde bulundurmak yerinde olabilecektir.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten