Dünya Kiliseler Konseyi (resmi İngilizce adıyla “World Council of Churches”, WCC) dünya çapında çeşitli Hristiyan kiliselerden ve kilise birliklerinden oluşan uluslararası bir örgüttür. Örgütünün kuruluş ilkeleri, üyelerin Hz. İsa’nın hayatını ve öğretilerini ortak bir şekilde kabulleri ve Hristiyan inancına olan bağlılıkları üstüne dayalıdır. WCC, dünyanın en geniş çaplı ve kapsayıcı ekümenik (yani Hristiyan birliği çağrısı yapan) hareket örgütüdür. WCC açısından Hristiyan birliği tüm kiliselerin üstünde yapılanacak bir dünya kilisesi olarak algılanmamalıdır. WCC için Hristiyan birliği, dünya çapında Hristiyanları ilgilendiren meselelerde Hristiyan dayanışmasının ve işbirliğinin elde edilmesi anlamına gelmektedir. WCC, kendisini bu tür bir dayanışma ve işbirliğinin elde edilmesine olanak sağlayan bir platform olarak görmektedir.
WCC, örgütün temel hedefinin ekümenlik elde etmek olduğunu belirtmektedir. Bu hedef doğrultusunda WCC üyesi kiliseler çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadırlar. WCC, bu faaliyetleri arasında şunların olduğunu belirtmektedir: Hristiyan ibadetinde ortaklık bularak Hristiyan birliğinin teşvik edilmesi, misyonerlik yaparak Hristiyanlığın yayılması, insanların ihtiyaçlarının giderilmesi için ve insanlar arasındaki ayrılıkların ortadan kaldırılması için hizmet edilmesi, dünyada adalet ve barış için mücadele edilmesi ve Hristiyanlığın ilkelerinin savunulması.
WCC 1948 yılında 147 üyeyle kurulmuştur. Bu 147 üyenin çoğunluğu Avrupa ve Kuzey Amerika’dan olan Protestan kiliseleriydi. Merkezi Cenevre’de olan bu örgütün günümüzde dünya çapında 500 milyon Hristiyan’ı temsil eden 345 üyesi vardır. WCC artık ilk dönemlerindeki gibi ağırlıklı olarak bir Protestan Avrupa ve Kuzey Amerika örgütü değildir: örgütte artık tüm kıtalardan, 110’dan fazla ülkeden Ortodoks, Anglikan, Birleşik ve diğer kiliseler mevcuttur. Ayrıca kuruluşu sırasındaki yapısının aksine örgütün üye kiliseleri artık güney yarımkürede yoğunlaşmış durumdadır.
WCC üyesi olmayan önemli bir kilise ise Vatikan’daki Roma Katolik Kilisesi’dir. Bunun sebebi WCC değildir, aksine bunun sebebi Vatikan Kilisesi’nin kendisini tanımlayış şeklidir. Vatikan Kilisesi kendisini Hristiyanlığın tek gerçek kilisesi, diğer tüm kiliseleri ise yollarını kaybetmiş ve Vatikan Kilisesi bünyesine tekrar katılması gereken kiliseler olarak görmektedir. Yani Vatikan Kilisesi Hristiyan birliğini farklı bir şekilde tanımlamaktadır: Hristiyan birliği tüm Hristiyanlığı Vatikan Kilisesi çatısı altında toplamaktır. Bu sebepten dolayı Vatikan Kilisesi WCC’ye hiç üyelik başvurusunda bulunmamıştır. Ancak Vatikan Kilisesi’nin yine de WCC’de gözlemci statüsü vardır. WCC ile Vatikan Kilisesi arasında düzenli olarak toplantılar yapılmakta, aynı zamanda Vatikan Kilisesi’nin bazı WCC komisyonlarında tam oy hakkı olan temsilcileri bulunmaktadır.
WCC’nin örgüt yapısı birkaç tane organdan oluşmaktadır. Üye kiliselerin temsilcilerinden oluşan Meclis (the Assembly) örgütün en üst düzey yasama organıdır. Meclis, örgütün programlarını gözden geçirmek ve genel politikalarını belirlemek ile başkanları seçmek ve Merkez Komite’yi atamak için sekiz yılda bir toplanır. Merkez Komite (Central Committee), dünyadaki çeşitli bölgelerin ve Hristiyan gruplarının iyi bir şekilde temsil edilmesi göz önünde bulundurularak, Meclis tarafından Meclis temsilcilerinin bu organa atanmasıyla oluşturulur. Merkez Komite WCC’nin en üst düzey yönetim organı olarak faaliyet gösterir; WCC’nin politikalarını yürürlüğe koymak, programları gözden geçirmek ve gözetlemek ile örgütün bütçesinin belirlemek için 12 ila 18 arasında bir toplanır. Merkez Komite’nin kendisi ise yirmi üyesini İcra Komitesi’ni oluşturması için seçer. İcra Komitesi (Executive Committee), Merkez Komitesi’nin açıkça belirttiği yönergeler çerçevesinde programların personellerinin atanması, devam eden işlerin denetlenmesi ve WCC’nin bütçesinin gözetlenmesi amaçlarıyla senede iki kere toplanır.
WCC’nin en üst düzey yetkilisi genel sekreterdir. Örgütün şu anki genel sekreteri Norveç Kilisesi rahibi Dr. Olav Fykse Tveit’tir. Genel sekreter görevi gereği Merkez Komite için moderatörlük yapar, hem Merkez hem de İcra Komitesi için başkanlık eder. WCC’de genel sekreter dışındaki diğer önemli yetkililer ise örgütün sekiz başkanıdır. Başkanlar, Meclis temsilcileri arasından seçilirler ve aynı zamanda Merkez Komite üyesi olarak görev alırlar. Başkanlar (Meclis bir dahaki sefere buluşana kadar) sekiz seneliğine seçilirler, ekümenliğin teşviki ve WCC’nin faaliyetlerini yorumlamak ile görevlendirilirler. WCC’nin faaliyetlerinin yorumlanması açısından her başkan temsil ettiği bölgeyi ilgilendiren faaliyetleri yorumlamaya odaklanır.
30 Ekim – 8 Kasım 2013 tarihleri arasında, Meclis’in Busan’da (Güney Kore) gerçekleşen 10. toplantısı sırasında Ermeni Apostolik Kilisesi’nin Kutsal Eçmiyazin Ana Makamı Katolikosu II. Karekin (tüm Ortodoks Ermenilerin ruhani lideri) oybirliği ile WCC’nin sekiz başkanından biri olarak seçilmiştir. II. Karekin, WCC’nin Oryantal Ortodoks Hristiyan üyelerini temsil etmesi amacıyla başkan olarak seçilmiştir.
II. Karekin’in ve Ermeni Apostolik Kilisesi’nin ısrarları üzerine - tam da II. Karekin’in WCC’ye başkan olarak seçilmesine denk gelecek şekilde – WCC, sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümü anma etkinliklerine dâhil olma kararı vermiştir. Onuncu toplantısı sırasında Meclis, WCC genel sekreterinden şu konularda taleplerde bulunmuştur:
“A. 2015 yılında, Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıl dönümü olan 24 Nisan 2015 için, soykırımın tanınması ve tazminat talepleri için; WCC üye kiliselerinin, uluslararası örgütlerin, hukukçuların ve insan hakları savunucuların da katılımları ile Cenevre’de bir uluslararası konferans düzenlenmesi;
B. Düzenlenecek uluslararası konferansla aynı zamanda Cenevre Katedrali’nde Ermeni Soykırımı kurbanlarını anmak amacıyla bir ekümenik dua ayininin düzenlenmesi; ve
C. Uluslararası konferans tarihleri sırasında Ermeni şehitlerinin anısı için ve Ermeni Soykırımı’nın tanınması için WCC’nin üye kiliselerini duaya davet edilmesi.”[1]
Meclis’in sözde soykırım kurbanları için “şehit” kelimesini kullanması dikkat çekicidir (Ermeniler de bu kelimeyi kullanmaya yatkındırlar). Meclis, “şehit” kelimesini hangi çerçevede kullandığını belirtmemiştir. Yayınlanan metinde sözde soykırım için getirilen tek açıklama şudur: “1915-1916 yılları arasında, günümüzdeki Türkiye’de, 1.5 milyon Ermeni Osmanlı İmparatorluğu tarafından katledilmiş, binlercesi ise yerlerinden edilmiş ya da sınır dışı edilmiştir.”[2] Bu açıklama, iddia edildiği gibi 1.5 milyon Ermeni’nin neden katledildiği detayına girmemektedir. İngilizce’de (WCC’nin bahsi geçen metninin dili İngilice’dir) “şehit” (“martyr”) kelimesinin birincil anlamı “bir dini inkâr etmeyi reddetmenin veya buna tanık olmanın cezası olarak ölüme razı olan kimse”dir.[3] “Şehit” kelimesinin ikincil anlamı ise “bir ilke uğruna çok değerli bir şeyi, özellikle de kendi hayatını, kurban eden kimse”dir.[4] 1915 olayları sırasında hayatlarını kaybedenleri “şehit” olarak adlandırmak Ermeni iddialarına ters düşen bir tarihi çerçeve yaratmaktadır. Ermeniler, kendilerinin örgütlü bir toplu imha etme harekâtının barışçıl Hristiyan kurbanları olduklarını iddia etmektedirler. “Şehit” kelimesinin kullanılması ise onların belli bir dini amaç uğruna etkin bir şekilde mücadele ettiklerini ima etmektedir. Bu sebepten dolayı şehit kelimesinin kullanılması 1915 olaylarında ölen Ermenilerin “kurban” değil de, belli bir amaç uğruna ölen insanlar oldukları sonucunu yaratmaktadır. Bir başka yorumlamayla ise, “şehit” kelimesi 1915 sırasında Ermenilerin Osmanlı yetkilileri tarafından Hristiyanlıklarını ölüm tehdidiyle reddetmeye zorlandıkları imasını yaratmaktadır. Ancak böyle bir zorla din değiştirtme Türkiye aleyhindeki tarih anlatımları tarafından bile doğrulanmamaktadır. “Şehit” kelimesi ile ne kastedilmek istenmiş olursa olsun, WCC’nin bu kelimeyi kullanış şekli önyargılarla doludur.
Bu, WCC’nin Ermenilerin soykırım iddialarına dâhil olmalarının tek örneği değildir. 1983’ten bu yana WCC sözde Ermeni soykırımının tanınması ve tanıtılması için çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Örnek olarak WCC 1983 yılında Birleşmiş Milletler’e sözde soykırımı tanıması için çağrıda bulunmuştur. 1984 yılında ise “Ermenistan: Devam Eden Trajedi” adlı 1915 olayları ile ilgili bir rapor yayınlamıştır. WCC’nin Türkiye’ye olan tavrı yaptığı açıklamalardan ve yayınladığı raporlardan belli olmaktadır. WCC, 2005 yılında sözde Ermeni soykırımı ile ilgili olarak yaptığı bir açıklamada Türkiye’nin “insan haklarına olan umursamazlığının ve saygısızlığının insanlığın vicdanına tamamen ters düşen barbarca hareketlere sebebiyet verdiğini” ima etmiştir.[5] WCC’nin dini kimliğiyle şekillenmiş ve son derece önyargılı algılayışına göre, Türkiye sözde soykırımı inkâr etmekle suçludur ve bu inkâr edişiyle Ermenilere sürekli olarak psikolojik bir acı yaşatmaktadır.[6]
WCC’nin sözde Ermeni soykırımının tanınması faaliyetlerine ne denli dâhil olduğu örgütün internet sitesinde II. Karekin için ayrılan sayfada da görülebilmektedir. Bahsi geçen sayfada II. Karekin’in sözde soykırımı tanıtma çabaları, kendisinin ekümenik bağları kuvvetlendirmeye yönelik faaliyetlerinin bir parçasıymış gibi anlatılmaktadır.[7] Böyle bir anlatım şu sonucu ortaya çıkarmaktadır: Hem WCC, hem de II. Karekin sözde soykırımın tanınmasının Hristiyan birliğine hizmet ettiğini düşünmektedir. Buna ilaveten II. Karekin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Perinçek v. Switzerland” (Perinçek İsviçre’ye karşı) davasında Doğu Perinçek lehine karar vermesi[8] üzerine WCC Genel Sekreteri Olav Fykse Tveit’e resmi bir mektup göndermiştir.[9] Katolikos mektubunda WCC üyesi kiliseleri AİHM’in kararına karşı tepkilerini dillendirmeye davet etmiş ve onların İsviçre’yi Mahkeme’nin kararına itiraz etme konusunda teşvik etmelerini istemiştir. II. Karekin’in bu talepleri üzerine WCC Genel Sekreteri Tveit İsveçre’ye AİHM’in kararına itiraz etme hakkını kullanması konusunda çağrıda bulunmuştur (11 Mart 2014'te İsviçre, davanın tekrar gözden geçirilmesi konusundaki itiraz hakkını kullanacağını açıklamıştır).[10]
Anlatılanlardan anlaşılabileceği gibi WCC, kendisini Ermenilerin sözde soykırımın tanınmasına dair çabalarına çok ciddi bir şekilde dâhil etmiştir. WCC, dünyadaki değişik Hristiyan grupları arasındaki ekümenik bağları kuvvetlendirmek amacıyla kurulmuştur. Ancak görüldüğü üzere WCC şu anda, Ermeni Apostolik Kilisesi’nin ve çeşitli Ermeni toplulukları liderlerinin önyargılı iddialarından yola çıkarak, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin üzerine topluca çullanma işine girişmiştir. WCC’nin bu tutumu dinin kötüye kullanılması açısından ahlak dışı bir davranış olduğu gibi, aynı zamanda günümüz dünyasında dinler arası diyalog kurulması açısından da son derece sakıncalıdır.
Notlar
[1] World Council of Churches, “Minute on 100th Anniversary of the Armenian Genocide,” (yayınlanma tarihi: 8 Kasım 2013) - http://www.oikoumene.org/en/resources/documents/assembly/2013-busan/adopted-documents-statements/minute-on-100th-anniversary-of-the-armenian-genocide?set_language=en
[2] World Council of Churches, “Minute on 100th Anniversary of the Armenian Genocide.”
[3] Merriam-Webster.com, “martyr,” (son giriş tarihi: 25 Şubat 2014) - http://www.merriam-webster.com/dictionary/martyr
[4] Merriam-Webster.com, “martyr.”
[5] Bu alıntı doğrudan Türkiye’den bahsetmemekle beraber, WCC’nin bu alıntıyı sözde Ermeni soykırımı için yaptığı bir açıklamada kullanması ve açıklama sayfasında “Turkey”nin (Türkiye) anahtar kelime olarak belirtilmesi WCC’nin Türkiye’ye karşı olan zihniyetini gözler önüne sermektedir. World Council of Churches, “Commemoration of the 90th anniversary of the Armenian Genocide,” (yayınlanma tarihi: 24 Nisan 2005) - http://www.oikoumene.org/en/resources/documents/wcc-commissions/international-affairs/regional-concerns/europe/commemoration-of-the-90th-anniversary-of-the-armenian-genocide
[6] World Council of Churches, “Minute on 100th Anniversary of the Armenian Genocide.”
[7] World Council of Churches, “Catholicos Karekin II - WCC president (Oriental Orthodox),” - http://www.oikoumene.org/en/about-us/organizational-structure/presidents-officers/catholicos-karekin-ii
[8] İsviçre’de katıldığı çeşitli toplantılar sırasında Türkiye İşçi Partisi başkanı Doğu Perinçek sözde Ermeni soykırımını açıkça reddetmiştir. Kendisine karşı açılan davada İsviçre mahkemeleri tarafından nefret söylemi yaptığı gerekçesiyle mahkûm edilmiştir. İsviçre’de tüm temyizleri kaybeden Perinçek, durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımıştır. AİHM, kararında Perinçek’in tartışmalı bir tarihi meselede fikrini beyan ettiği ve Ermeniler’e hakaret etmediği sonucuna varmıştır. Bu sebepten dolayı Mahkeme, İsviçre’nin Perinçek’i mahkûm ederek onun ifade özgürlüğünü kısıtladığı kararını vermiştir.
[9] Massispost, “Catholicos Karekin Expresses Concern over ECHR Ruling on Genocide Denial Case,” (yayınlanma tarihi: 20 Şubat 2014) - http://massispost.com/2014/02/catholicos-karekin-expresses-concern-over-echr-ruling-on-genocide-denial-case/
[10] World Council of Churches, “ECtHR judgement an affront to memory of the victims of Armenian genocide,” (yayınlanma tarihi: 27 Şubat 2014) - https://www.oikoumene.org/en/press-centre/news/ecthr-judgement-an-affront-to-memory-of-the-victims-of-armenian-genocide
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
PAPA FRANSUVA’NIN ERMENİSTAN RESMİ ZİYARETİ
Mehmet Oğuzhan TULUN 22.06.2016 -
AVRUPA BİRLİĞİ 60’INCI YIL DÖNÜMÜ KUTLAMALARINDA KURULUŞ İLKELERİNE GÖLGE DÜŞÜRDÜ
Mehmet Oğuzhan TULUN 06.04.2017 -
BASİT BİR SORU: ERMENİSTAN, TÜRKİYE’NİN SINIRLARINI TANIYOR MU?
Mehmet Oğuzhan TULUN 25.03.2015 -
PAPA FRANSUVA EKÜMENİZM İÇİN BASTIRIYOR
Mehmet Oğuzhan TULUN 29.06.2016 -
DİN VE ÇİFTE STANDARTLAR
Mehmet Oğuzhan TULUN 22.04.2016
-
ELECTRICYEREVAN – ERMENİSTAN’DAKİ PROTESTOLAR
Cemre Dilay BOZTEPE 29.06.2015 -
TARİH TEKERRÜR MÜ EDİYOR? TERÖRİZM YENİDEN Mİ CANLANIYOR?
Hazel ÇAĞAN ELBİR 13.10.2022 -
AVRUPA KONSEYİ PARLAMENTER MECLİSİ SİYASİ İŞLER KOMİTESİNİN ONAYLADIĞI KARAR TASARISI
Ali Murat TAŞKENT 30.11.2015 -
ERMENİ SORUNU KİLİSE TARAFINDAN DİNİ VE ETNİK DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLEMEYE ALET EDİLİYOR
Mehmet Oğuzhan TULUN 21.06.2015 -
LSE ÇAĞDAŞ TÜRK ÇALIŞMALARI KÜRSÜSÜ’NÜN DÜZENLEDİĞİ KONFERANS
Ali Murat TAŞKENT 04.06.2015
-
THE TRUTH WILL OUT -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2023 -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
EU-TÜRKİYE COOPERATION IN CENTRAL ASIA AND SOUTH CAUCASUS: TOWARDS SUSTAINABLE ENGAGEMENT IN ENERGY AND CONNECTIVITY -
AVİM 2023 YILLIK RAPOR | ANNUAL REPORT -
ÇAĞDAŞ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA IRKÇILIĞIN VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORLUĞU: FRANSA ÖRNEĞİ
-
"BİR ERMENİ OKULUNUN PANORAMASI: SANASARYAN KOLEJİ" BAŞLIKLI KONFERANS