Basın haberlerine göre, kendisinin ASALA’nın yöneticilerinden olduğunu söyleyen Vazgen Sislan adında bir kişi Erivan’da düzenlediği bir basın toplantısında, ASALA’nın düşmana karşı (Türkiye’ye karşı) mücadelesini şekil değiştirmiş olarak sürdürdüğünü, kendilerinin asker olmaya devam ettiklerini, gerekirse Türkiye’ye karşı yeniden savaşa hazır olduklarını söylemiştir. Bu sözlerden Ermeni terör örgütü ASALA’nın Erivan’da varlığını sürdürdüğü, halen Türkiye’ye karşı silahsız bir mücadele yürüttüğü ancak gerekirse silahlı mücadele de yapabilecekleri, yani teröre başvurabilecekleri anlamı çıkmaktadır. Önce bu sözlerin sahibinin kişiliğinden bahsedelim. Tam adı Vazgen Sako Sesliyan olan bu kişi, Lübnan’lı bir Ermenidir. 24 Eylül 1981 tarihinde Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu’nu basarak koruma görevlisi Cemal Özden’i öldüren, Başkonsolos Vekili Kaya İnal’ı ağır yaralayan ve Başkonsolosluk içinde memur veya işlerinin takibi için bulunan 56 kişiyi 15 saat kadar rehin alan dört kişilik bir Ermeni terör grubunun lideridir. Bu eylem sırasında Aleks Alekian adını kullanan bu kişi, grubunun diğer üyeleri gibi sonunda teslim olmuş ve iki yıl sonra görülen davada yedi yıl hapse mahkûm olmuştu. Bu olay, gerek Fransa’daki Türk temsilciliklerin gerektiği gibi korunmaması gerek cinayetle suçlananlara yedi yıl gibi gayet az bir ceza verilmesi nedenleriyle, o yıllarda Fransa ile Türkiye arasında ciddi bir sorun olmuştu. Türk diplomatlarına karşı eylemleri nedeniyle yakalanan Ermeni teröristlerinin pek çoğu hapisten çıktıktan sonra kendi ülkelerine değil, kendilerine iş ve barınacak yer veren Ermenistan’a gitmişlerdir. Sesliyan da böyle yapmış, fırsat buldukça Türkiye aleyhinde konuşmuş ve üstü kapalı bir şekilde de olsa terör eylemlerine başlayabileceğini belirtmiştir. Ermeni terörü yeniden başlayabilir mi? Halen koşullar, Ermeni terör hareketlerinin özellikle Avrupa’da kınanmaktan kaçınıldığı 1970 ve 1980 yıllarına göre çok farklıdır. Özellikle 11 Eylül 2001 New York’taki ikiz kuleler saldırısının etkisiyle kamuoyları terör olaylarına karşı çok hassas hale gelmiştir. O nedenle yeni terör girişimlerinin eskisi gibi bir tür hoşgörü ile karşılanması olası değildir. Diğer yandan bağımsız bir Ermenistan devletinin var olması da değişiklik yaratmıştır. Ermenistan kendisine bir yarar sağlamayacağı için Türklere ve Türk çıkarlarına karşı terör eylemlerinde bulunulmasını istemeyecektir. Ayrıca, bu tür olaylar olduğu takdirde, Türkiye’nin, bunları önlemediğini belirterek Ermenistan’ı sorumlu tutması olasılığı da vardır. Genel olarak sessizliğini koruyan ASALA mensuplarının neden şimdi konuştuklarına gelince. Bunu, halen Ermenistan’da Türkiye’nin Protokollerin onaylanıp uygulanamamasını nedeniyle çok eleştirildiğini, ASALA üyelerinin de bu havadan yararlanarak kendi seslerini duyurmaya çalıştıkları şekilde açıklamak mümkündür.