FRANSA-TÜRKİYE: SÜREKLİ BUNALIM (II)
Yorum No : 2011 / 34
20.12.2011
3 dk okuma

Dünkü yazımızda Başkan Sarkozy’nin bu yılın Mayıs ayında, Ermeni soykırım iddialarını reddedenlerin cezalandırılmasını öngören bir kanun tasarısının Fransız Senatosu tarafından kabulünü engellediğini ancak beş ay kadar sonra, bir olay nedeniyle, tutumunu değiştirdiğini belirtmiştik. Söz konusu olay 25 Eylül 2010 tarihinde yapılan Senato ara seçimlerde Sosyalistlerin çoğunluğu ele geçirmiş olmalarıdır. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olacağını belirtmiş olan Sosyalist Partisi eski genel sekreteri François Hollande’ın (şimdi resmi aday olmuştur) Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde söz konusu kanun tasarısının yeniden ele alınmasını isteyeceğini söylemesidir. Bu gelişme karşısında güç durumda kalan Başkan Sarkozy birden tutumunu değiştirmiş ve Eylül sonunda Fransa’ya resmi bir ziyaret yapan Başkan Sarkisyan’ın bu ziyaretini iade etmek bahanesiyle, bir hafta gibi çok kısa bir zaman sonra, Ermenistan’ı ziyaret etmiştir. Sarkozy bu ziyareti sırasında Türkiye’den Ermeni soykırımını tanımasını isteyeceğini, tanımadığı takdirde soykırım iddialarını reddedenlerin cezalandırılmasını öngören bir kanun tasarısını destekleyeceğini bildirmiş ve böylelikle Sosyalistlerin tutumunu etkisiz kılmaya çalışmıştır. Sarkozy bu konuda Ermenistan’ı kullanmayı ileri tarihlerde de sürdürmüştür. Bu çerçevede Başkan Sarkisyan 7 Aralık’ta Avrupa Halk Partisi’nin 20. Kongresi’ne katılmak gibi sudan bir bahaneyle yeniden Fransa’ya (Marsilya’ya) giderek burada Ermeni asıllı kişilere yaptığı bir konuşmada, Sarkozy’nin Ermenistan’a yaptığı ziyareti “tarihi” olarak nitelendirmiş, o zamana kadar hiçbir devlet adamının Ermenilerin acıları, Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve soykırım konularında bu kadar açıklıkla konuşmadığını, bu nedenle Fransız Başkanı’na minnettar olmaları gerektiğini söylemiş ve böylelikle Sarkozy’e oy verilmesini ima etmiştir. Fransa ile Ermenistan arasında bu “alış-verişin” doğrudan sonucu Fransız Millet Meclisi’ne esasen daha önce sunulmuş olan ve soykırım iddialarını reddedenlerin cezalandırılması öngören bir kanun tasarısını Başkan Sarkozy’in desteklemesi ve tasarının, büyük bir olasılıkla, yarın kabul edilecek olmasıdır. Böylelikle Sarkozy başkanlık seçimlerinde Sosyalistlere karşı bir puan kazanmış olacaktır. Fransa açısından bu hesabın zayıf yönü Ermeniler kazanılırken Türkiye’nin kaybedilmesidir. Ancak Başkan Sarkozy’nin böyle bir endişesi olmadığı, olsa bile buna şimdilik pek önem vermediği görülmektedir. Bunun nedeni, başta Avrupa Birliği adaylığı olmak üzere, esasen Türkiye ile birçok konuda anlaşmazlık olduğu için, bir ek sorunun fazla bir değişiklik yapmayacağını düşünülmesi olabilir. Bunun yanında özellikle 2001 yılı kanununa Türkiye’de çok tepki gösterilmiş, Fransa ile ticaretin durdurulması, Fransız mallarının boykot edilmesi, Fransızca öğrenimine son verilmesi dâhil pek çok önlem alınmasından bahsedilmiş olmasına rağmen, belki bazı askeri ihaleler hariç, gözle görünür bir önlemin alınmaması ve bir süre sonra da iki ülke ilişkilerinin normal olarak devam etmesidir. Başkan Sarkozy ve çevresinin, Fransa’da bulunan Türk Parlamento Heyeti’nin kanunun kabul edilmesinin vahim sonuçları olabileceğine dair uyarılarına rağmen, çok yüklü bir gündemi bulunan Türkiye’de bu konunun, unutulmasa bile, zamanla önemini kaybedeceğini düşünmekte oldukları için Türkiye’nin tepkilerine önem vermemeleri mümkündür. Diğer yandan, Millet Meclisinin bu tasarıyı kabul etmesinin yetmediği, kanunlaşması için Senato’nun da onaylaması gerektiği, Senato’nun onay vermesinin kolay olmayacağı gibi bazı varsayımlarla Türkiye’nin ilk tepkilerinin hafifletilmesine çalışılması da bir olasılıktır.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten