NSU DAVASI AVRUPA’DAKİ YABANCI DÜŞMANLIĞI KONUSUNDA BİR ÇÖZÜMÜN BAŞLANGICI OLMAKTAN UZAK
Yorum No : 2018 / 63
27.07.2018
4 dk okuma

Geçtiğimiz haftalarda NSU davası ile ilgili bir çalışma kaleme almıştık. 11 Haziran 2018’de aralarında 8 Türk’ün bulunduğu 10 kişinin öldürülmesinden dolayı Neo-Nazi terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU, Alm. Nationalsozialistischer Untergrund; İng.The National Socialist Underground) üyesi Beate Zschaepe müebbet hapis cezası ve diğer üç terör örgütü üyesi ise iki ila üç yıl arası hapis cezası almıştı. Ancak bu son dönemlerde artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’nin önüne geçilebilecek bir karar olmamıştır. Beate Zschaepe’nin televizyonlarda görüntülenen mahkemedeki davranışları, vücut lisanı nedamet göstermekten uzak, utanç vericidir. Dolayısıyla akıllarda bu kararla ilgili netlik kazanmayan bazı boşluklar bulunmaktadır. Buna en son örnek Alman Milli Takımı oyuncusu Mesut Özil’in takımdan ayrılarak yaptığı açıklamadır. Açıklamasında Almanya’nın Dünya Kupası’ndan elenmesinin “göçmen”lere bağlanması ve herhangi bir başarı kazanıldığı takdirde yalnızca “Almanların başarısı” olarak görülmesi, diğer Alman olmayanların Alman olmamalarına rağmen “Alman-Leh” gibi bir ayrıma maruz kalmaması, buna karşılık Mesut Özil’in “Alman-Türk” olarak tanımlanmasının yarattığı rahatsızlık dile getirilmiştir.[1]Bu açıklama açıkça Avrupa’da yükselişe geçen ırkçılık ve yabancı düşmanlığına somut bir gönderme yapmaktadır. 

Avrupa’daki genel problem NSU davasının sanıklarının ceza almasıyla sona erecek küçük bir hadise değildir. Kökleri derinlerde bir düşmanlık söz konusudur. Dolayısıyla Alman yargısının yalnızca NSU davası ile ilgili verdiği karar bu tarihten sonra Avrupa’da yaşamlarını sürdüren yabancılar için güvence teşkil edecek bir karar olmaktan uzaktır. Şansölye Merkel, NSU davasına ilişkin, davanın kapanmadığını ifade etmiştir. Merkel ırkçı saldırılara maruz kalan ailelerle aynı duyguları paylaştığını ifade etmiş, kamuoyunun bu dava sonrasında konu ile çok uğraşacağını ifade etmiştir.[2]Diğer taraftan, NSU davasından sonra Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin sanıklardan Ralf Wohlleben’in tahliyesine karar verildiği bilinmektedir. 10 yıl hapis cezası alan Wohlleben’in 6 yıl 8 ay tutuklu kalması ve kaçma tehlikesinin bulunmaması gerekçesiyle kararın kesinleşmesine değin serbest bırakılmıştır. Adıgeçen, ikinci önemli sanık olarak yargılanmış, örgüte yardım ve yataklık yapmıştır. Hakkındaki karar kesinleşse dahi toplam cezanın üçte ikisini tamamladığı için bir daha cezaevine girmesine gerek kalmayacaktır.[3]Almanya’da asrın davası olarak değerlendirilen dava konu itibariyle çok güncel olsa da, Avrupa’da bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılmak bir tarafa, Avusturya’da da Türklere yönelik kuralların tasarruf kisvesi altında yok edilmesi ve Türklerin yok sayılması daha çok yeni alınmış kararlardır. En son olarak Avusturya’daki ehliyet sınavının artık Türkçe yapılmayacağının açıklanması da buna yeni bir örnektir.[4]

NSU ile ilgili verilen kararın arkasının gelmesi bireysel ve kavramsal tüm işbirlikçilerinin açığa çıkarılması ve yargılanması gerekmektedir. Nitekim bu beklentiler devam etmektedir ve bu işbirlikçilerin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Aksi halde sorunun üzerinin örtülmeye çalışıldığı izlenimi vermektedir. Bu kuşkuların giderilmesi toplumsal uyuma ve huzura katkı sağlayacaktır.

 

 

[1]“Avrupa’da Sağ Yükseliyor, Irkçılık Her Geçen Yıl Artıyor”, trthaber.com, 24 Temmuz 2018, http://www.trthaber.com/haber/gundem/avrupada-sag-yukseliyor-irkcilik-her-gecen-yil-artiyor-376834.html.

[2]“NSU Dosyası Benim İçin Kapanmadı”, qha.com.ua, 21 Temmuz 2018, http://qha.com.ua/tr/siyaset/merkel-den-nsu-aciklamasi-benim-icin-kapanmadi/172517/.

[3]“German Court Releases Man Convicted in Far-Right Trial”, nytimes.com, 18 July 2018, https://www.nytimes.com/aponline/2018/07/18/world/europe/ap-eu-germany-far-right-trial.html.

[4]“Avusturya’da Ehliyet Sınavı Türkçe Yapılmayacak”, hürriyet.com.tr, 22 Temmuz 2018, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/avusturyada-ehliyet-sinavi-turkce-yapilmayacak-40905193.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten