ORTA ASYA’DAKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE
Yorum No : 2013 / 75
20.09.2013
6 dk okuma

Küresel ekonomik ve siyasi sıklet merkezi Batı’dan Doğu’ya, Asya-Pasifik’e kayarken, Avrasya’nın merkezini oluşturan Türk cumhuriyetleri-Orta Asya giderek hareketlenmekte, yeniden şekillenmektedir. Bölgedeki durumu son gelişmelerin ışığında değerlendirecek olursak, genel görünüm şöyle yansımaktadır: Son olarak 13 Eylül’de Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’te on üçüncü zirve toplantısını tamamlayan Şanghay İşbirliği Örgütü bölgenin yeni düzenleyicisi olma yolunda yeni bir aşama kaydetmiştir. 1996 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla Şanghay Beşlisi adıyla bir güvenlik örgütü olarak kurulan, 2001 yılında Özbekistan’ın da dahil olmasından sonra bugünkü Şanghay İşbirliği Örgütü adını ve statüsünü alan örgüt, ortak güvenlik konusunun yanı sıra güncel siyasi ve ekonomik konuları da ilgi alanına ve gündemine eklemiştir. Bişkek zirvesine üye altı ülke devlet başkanı düzeyinde katılırken, gözlemci statüsünde bulunan İran, Afganistan ve Moğolistan da keza devlet başkanı, Hindistan, Dışişleri Bakanı, Pakistan ise üst düzey bir heyetle katılmıştır. İran, Hindistan ve Pakistan tam üyelik başvurusunda bulunmuştur. Zirve vesilesiyle Çin, Rusya ve İran devlet başkanlarının gerçekleştirdiği üçlü toplantı, Belarus ve Sri Lanka ile birlikte “diyalog ortağı” olduğumuz örgütün etki alanının sınırlarımıza kadar uzandığının da bir göstergesi olmuştur.

Hâlihazırda bölgede iki ülkenin, Çin ve Rusya’nın ön aldıkları, uzun vadede uzlaştırılması kolay olmayacak farklı çıkarlarını ve güçlerini birbirine rakip değil, tamamlayıcı olarak takdim ederek bölgesel işbirliğinden yararlanma hedefine odaklandıkları görülmektedir. Çin, ekonomik ve mali gücü ile bölge ülkelerine ekonomik gelişme, zengin doğal kaynaklarını pazarlama için cazibe merkezi haline gelirken, Rusya bölgedeki en güçlü savunma örgütü ‘Ortak Güvenlik Örgütü’(CSTO)’nun lideri olarak Çin’in nüfuzunu dengelemeye ve kurmaya çalıştığı ‘Avrasya Ekonomik Birliği’ ile ekonomik gücünü pekiştirmeye çalışmaktadır. Bu birliğe Orta Asya cumhuriyetleri ve Belarus’un yanı sıra Ukrayna ve Moldova’yı da dahil ederek Avrasya köprüsünü oluşturmak suretiyle küresel gelişmedeki yerini de vazgeçilmez hale getirmeyi hedeflemektedir. Birliğin ilk adımı olarak kurulan gümrük birliğinde Rusya’nın yanı sıra, Kazakistan, Belarus ve Ermenistan yer almaktadır. Kırgızistan’ın da katılacağı ifade edilmektedir. Ukrayna ve Moldova’nın üyeliği konusu Rusya ila Avrupa Birliği arasında bir güç ve prestij mücadelesine dönüşmektedir.

Çin Cumhurbaşkanı, Bişkek Zirvesi öncesi on günlük bir Orta Asya turu yapmış, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a resmi ziyarette bulunmuştur. Bu ziyaret sonunda Çin bu ülkelerle stratejik işbirliğinin temellerini atmış, başta enerji olmak üzere, önemli ekonomik açılımlar sağlamıştır. Çin Cumhurbaşkanının “ipek yolu seyahati” olarak adlandırılan bu ziyaretleri Kazakistan’ın başkenti Astana’da 7 Eylül’de yapılan açıklama ile resmiyet kazanmış ve Çin Cumhurbaşkanı trans-Avrasya büyük serbest ticaret bölgesi projesinin gerçekleşmesini sağlayacak yeni bir ipek yolu oluşturulması önerisinde bulunmuştur. Bu yeni ipek yolu, kara ve demiryollarının yanı sıra petrol ve gaz boru hatlarını da kapsamaktadır. Çin’in öncelikle dikkat çeken başarısı, birbirleriyle ilişkilerinde çeşitli sıkıntılar bulunan Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile ortak işbirliği gerektiren projeler üzerinde mutabakat sağlayabilmesi ve Türkmenistan’ın başlıca doğal gaz alıcısı ve ortağı olurken, Kazakistan enerji piyasasına da önemli bir taraf olarak girmiş olmasıdır.

Avrasya coğrafyasının Avrupa ile Asya arasında geçiş noktasında bulunan ve Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile çok özel ilişkilere sahip bulunan Türkiye bölgedeki bu gelişmeleri doğal olarak ilgi ve dikkatle izlemektedir. Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerinin ikili çerçeveye inhisar ettiği, çok taraflı, bölgesel temelde örgütlenmede arzulanan gelişmenin sağlanamadığı görülmektedir. Oysa bölge ülkelerini kapsayan ilk ve kapsayıcı ekonomik işbirliği ve gelişme örgütlenmesinin öncülüğünü 1985 yılında Pakistan ve İran ile birlikte Türkiye yapmış ve 1992 yılında Orta Asya cumhuriyetleri ve Afganistan’ın da katılması ile bugünkü şeklini alan on üyeli Ekonomik İşbirliği Örgütü(ECO) ile bölgeye yeni bir ufuk açılmıştır. Bu önemli atılım ve harekete geçirilmeye hazır büyük potansiyel, İran’ın uluslar arası alanda tecridi, Afganistan’daki savaş, Pakistan’ın iç durumu başta olmak üzere, ikili kıskançlıklar ve çekişmeler de dahil olmak üzere, çeşitli engellerle karşılaşmıştır. Örgütün bugünkü atıl durumundan kurtarılmasının ve hızla hedeflediği amaçların gerçekleştirilmesi yolunda samimi ve etkili adımlar atılmasının tüm üyelerinin yararına olacağı kuşkusuzdur. Bu durumda örgüt üyelerinin Şanghay İşbirliği Örgütü ile ekonomik alanda örgütsel bir ilişki ve iletişim içine girmelerinin de kendilerine mevcut koşullardan daha güçlü bir zemin sağlayabileceği açıktır. Afganistan’daki durumun normalleşmekte olduğu, Pakistan’ın hızla istikrara kavuşmakta olduğu günümüzde, dış politikasının temel söylemi “ne Doğu-ne Batı, her ikisine de eşit mesafe” olan ve ECO sekretaryasına ev sahipliği yapan İran’a bu gelişmede özel sorumluluk düşmektedir. Bu bağlamda kuşkusuz Türkiye’nin önemli katkıları olabilecektir.

Türkiye’nin alternatif tercihleri de vardır. Kurucu üyesi olduğu Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (BSEC)doğuya, Hazar ve ötesine işbirliği kapısı açması, BSEC üyelerinin ilgisini çekecek bir gelişme olabilecektir. Diğer bir alternatif, 2009 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye tarafından Nahçivan anlaşması ile kurulan “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”nin amaçları arasında bulunan ekonomik işbirliğini geliştirme hususuna ağırlık vermektir. ECO bünyesinde kaydedilebilecek gelişmelerin bölge için itici rol oynayacağı açık olmakla birlikte, bunun mümkün olmaması halinde Konsey çalışmalarına ağırlık ve hız verilmesi kaçınılmaz bir zorunluk olarak ortaya çıkabilecektir.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten