ÇİN’İN TAYVAN POLİTİKASI VE KIBRIS SORUNUNA YAKLAŞIMI
Analiz No : 2025 / 3
05.02.2025
11 dk okuma

1895 yılında Japonya tarafından ilhak edilen Tayvan’ın, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından imzalanan Kahire Deklarasyonu ile Çin’e iadesi kabul edilmiştir. Ancak Çin’de 1945 yılında milliyetçiler ve komünistler arasında iç savaş başlamış ve 1949 yılında Çin Komünist Partisi önderliğindeki komünistlerin galip gelmesiyle Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) kurulmuş ve Milliyetçi Partililer Çin Cumhuriyeti’nin temsilcisi olarak Tayvan adasına sığınmıştır. Böylece Çin halkının toprak, siyasi ve diplomatik temsili açısından yaşanan Tayvan Sorunu başlamıştır. Pekin yönetimi ise sorunu baştan itibaren iç mesele olarak görmüş ve herhangi bir ülkenin müdahalesini kabul etmemiştir. ÇHC, 1950’li yıllarda “silah zoruyla Tayvan’ın kurtarılması” politikasını benimserken 1960’da daha yumuşak bir politika olan “bir ana başlık, dört öge” politikasını benimsenmiştir. Deng Xiaoping döneminde ise “Reform ve Açılma” döneminin de etkisiyle “tek ülke iki sistem” politikası benimsenerek Tayvan’ın anakara Çin ile barışçıl birleşmesi sayesinde adaya siyasi ve ekonomik özerklik verilmesi planlanmıştır. Ancak Tayvan’ın Japonya’nın işgalinden itibaren ekonomik gelişim farklılığı başta olmak üzere, siyasi farklılıklar, Tayvan kimliği tartışmaları gibi pek çok konuda farklılıklarının olduğu belirtilmektedir.[1]

Soğuk Savaş koşullarının etkisiyle 1970’li yıllara kadar başta ABD olmak üzere Batı bloğu ülkeleri ÇHC yerine, Çin Cumhuriyeti adı altında Tayvan yönetimini tanımış, BM’ye Çin halkının temsilcisi olarak Çin Cumhuriyeti katılmıştır. Sino-Sovyet ayrılığı, Vietnam Savaşı ve Vietnam Savaşı’nın ABD iç siyasetinde yarattığı etkiler, post-kolonyal hareketler ve Bağlantısızlar Hareketi gibi pek çok faktör ABD’nin ve Batı Bloğu’nun ÇHC’ye karşı izlediği tutumu değiştirmesinde etkili olmuştur. ABD’nin ÇHC ve Tayvan’a yönelik izleyeceği politikanın önündeki en önemli engel, ÇHC’nin Tayvan’a güç kullanmayacağı garantisini vermemesi olmuştur. Öte yandan ABD de Tayvan ile silah satışı başta olmak üzere ekonomik ve siyasi ilişkilerini sürdürmek istemiştir. Neticede 1971 yılında Pekin yönetimi, BM’de Çin halkının tek temsilcisi olarak tanınmıştır. ABD, ise 1979 yılında Tayvan ile İlişkiler Yasası’nı kabul ederek ilişkilerini sürdürebilmiştir.[2]

Bu döneme kadar Pekin yönetiminin en önemli sorunu Tek Çin prensibi ışığında tanınma ve diplomatik izolasyonunu aşmak olmuştur. 1971 yılında Pekin yönetimi ile ilişkilerini başlatan Türkiye açısından söz konusu dönemdeki en önemli sorun Kıbrıs sorununun şiddetlenmesi olmuştur. 1971 yılında BM Güvenlik Konseyi üyesi olan ÇHC’nin, Kıbrıs’a yönelik izlediği politikalar incelendiğinde 1971 yılından 1981 yılına kadar oylamaya katılmadığı, 1981 sonrasında oylamalara katılsa da diğer daimi üyelerle aynı doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir.[3] ÇHC’nin bölgede geleneksel bir etkiye sahip olmaması nedeniyle BM gibi çok taraflı örgütler aracılığıyla AB, ABD ve Rusya ile iş birliğini güçlendirmeye çalıştığı ileri sürülmektedir.[4] Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ise, 1971’de Pekin yönetimi ile ilişkilerini kurmuş ve o dönemden itibaren başta “Tek Çin” prensibi olmak üzere ÇHC politika önceliklerinin en önemli destekçilerinden biri olmuştur. 2001 yılında GKRY Savunma Bakanı ilk kez ÇHC’yi ziyaret etmiştir. GKRY, ÇHC’yi Tayvan ve Tek Çin konusunda desteklerken AB’nin ÇHC’ye uyguladığı silah ambargosunu da eleştirmiştir. Benzer şekilde ÇHC ise Kıbrıs sorununda GKRY’yi desteklemektedir.[5] Türkiye, bu dönemde Kıbrıs konusunda ÇHC’ye karşı siyasi ve ekonomik açıdan etki uygulayacak bir politika üretmemiştir.[6]  Türkiye’nin ÇHC ile yakın temasları 1990’lı yılları bulacaktır.

ÇHC’nin, Kıbrıs sorununa yaklaşımında ekonomik ve siyasi kazanım hedefi, güvenlik algısı ve jeopolitik nedenler olmak üzere üç temel faktör rol oynamıştır. Bunlardan ilki BM daimi üyeliği ve neticesinde bu dönemdeki diplomatik ve siyasi katılımını arttırmak, 2001 yılında ÇHC’nin Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasıyla neoliberal sisteme entegrasyonu ve böylece ekonomik ve ticari politikaların önem kazanması ile ilgilidir. Güvenlik algısı ile ilgili olarak ikinci sebep ise Tayvan sorunu ile ilişkilidir. ÇHC, Tayvan konusunda mevcut durumu statüko olarak kabul ederken Kıbrıs sorunu gibi başka sorunlarda mevcut durumu değiştirecek herhangi bir girişimi revizyonist girişim olarak algılamakta ve Tayvan için bir örnek teşkil edeceğinden endişelenmektedir. Bu bağlamda BM kararlarına uygun biçimde GKRY tezlerini desteklemektedir. Üçüncü neden ise Kıbrıs’ın ve Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemi ile ilgilidir. 2007 yılından itibaren Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının bulunması ve bölgede bir güç mücadelesinin yaşanması ÇHC’nin de bölgede varlık göstermesinde etkili olmuştur. Ayrıca Lübnan’dan ÇHC vatandaşlarının tahliyesi esnasında Kıbrıs’ın kullanılması ÇHC’nin Ortadoğu politikası açısından da stratejik bir öneme sahip olduğunu kanıtlamıştır.[7]

Annan Planı sırasında ÇHC, uluslararası toplumla uyumlu hareket edeceğini ifade etmiştir ve nihayetinde ÇHC’nin BM Daimi Temsilcisi sonucun istenmeyen bir sonuç olduğunu belirtmiştir.[8] 2004 yılında GKRY’nin AB’ye üye olması, ÇHC’in GKRY ile ilişkilerini geliştirmesinin temel ekonomik nedenidir. Böylece ilişkiler giderek gelişmiştir. GKRY’nin AB üyeliği ve uyguladığı mevzuat ÇHC’nin AB ile ticaretini geliştirmesini kolaylaştırmıştır. GKRY, ÇHC yatırımlarını çekebilmek için çeşitli adımlar atarak “altın vize” gibi uygulamalar gerçekleştirmiştir.[9] 2019 yılında GKRY, Kuşak ve Yol Girişimi’ne dahil edilmiş ve 2021 yılında ilişkiler “stratejik ortaklık” seviyesine çıkarılmıştır.[10] ÇHC şirketlerinin dijital altyapı ve güneş santralleri gibi yeşil dönüşüm yatırımları başta olmak üzere Vasilikos LNG terminali projesi gibi yatırımları bulunmaktadır.

China Med Project’de yayınlanan “Beijing on the Cyprus Problem: One China, One Cyprus?” başlıklı yazıda ayrıntılı biçimde belirtildiği üzere, yakın zamanda ÇHC’nin Tayvan’a yönelik resmi söylemi olan “Tek Çin” prensibi “Tek Kıbrıs” söylemi ile eşleştirilmiştir.[11] “Tek Çin, Tek Kıbrıs” söylemi, Çin’in 2020 yılından beri GKRY Büyükelçisi olan Liu Yantao başta olmak üzere, GKRY eski Büyükelçisi ve GKRY Başbakanı gibi üst düzey temsilciler tarafından kullanılmış, GKRY basınında karşılık bulmuştur.[12] Söz konusu söylem, Tayvan ve Kıbrıs sorununu özdeşleştirmesi nedeniyle; hukuki, siyasi, kimlik, dini ve kültürel açıdan sorunludur. Liu, “Tek Çin, Tek Kıbrıs” söylemine ÇHC Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından 2022 yılında ilan edilen “Küresel Güvenlik Girişimi” bağlamında yaklaşmaktadır. “Küresel Güvenlik Girişimi” 2021 yılında ilan edilen “Küresel Kalkınma Girişimi” ve 2023 yılında ilan edilen “Küresel Medeniyet Girişimi” ile beraber, ÇHC’nin, “Ortak Kader Topluluğu” vizyonu bağlamında uluslararası sisteme yönelik geliştirdiği yaklaşımını açıklamaktadır. Küresel Güvenlik Girişimi, uluslararası sorunlara karşı proaktif yaklaşımı ve pratik eylemleri teşvik etmektedir.[13] Bu durum ÇHC’nin uluslararası sorunlarda ve çatışmalarda daha fazla öncü rol oynamak istediğini göstermektedir. Büyükelçi Liu, Kıbrıs sorununa bu açıdan yaklaşmaktadır. Fakat Kıbrıs sorunu; Küresel Güvenlik Girişimi kapsamında değerlendirilen Pekin Deklarasyonu, İran-Suudi Arabistan arabuluculuğu, Myanmar örneklerinden oldukça farklı özellikler taşımaktadır.  Öte yandan Liu’nun söyleminin eskisi kadar sık tekrarlanmadığı ve söylemin Pekin’de ciddi bir karşılık bulmadığı belirtilmektedir.[14] Bu durumda Türkiye ve ÇHC’nin 2024 yılında üst düzey temaslarla yakınlaşma yoluna gitmesinin etkili olduğu ileri sürülmektedir.[15]

Sonuç olarak, ÇHC’nin Kıbrıs sorununa yaklaşım esas itibariyle ekonomik ve ticari kazanımları ile ilgili olarak şekillenmiştir. Kuruluşundan bugüne Tayvan konusunda algıladığı güvenlik tehdidi nedeniyle uluslararası anlaşmazlıklarda statükodan yana olan ÇHC, Kıbrıs sorununa ekonomik ve ticari saiklerle GKRY tezlerini destekleyici biçimde yaklaşmıştır.

 


[1] Adıbelli, B. (2007). Stratejik Kuşatma. İstanbul: IQ Kültür ve Sanat. ss. 30-39; Üngör, Ç. (2016). Tayvan Sorunu. K. İnat, B. Duran ve M. Ataman (Ed.), Dünya Çatışmaları: Çatışma Bölgeleri ve Konuları içinde (2. bs., ss. 501-515). Ankara: Nobel., ss. 504-507.

[2] Adıbelli, B. (2007). Stratejik Kuşatma. İstanbul: IQ Kültür ve Sanat. ss. 30-39.

[3] Temiz, K. (2018). An Illustration of Sino-Turkish Relations: The Cyprus Question. Insight Turkey20(1), 81-98. s. 90

[4] Kahveci-Özgür, H. ve Duan, J. (2023). China’s ‘Silky Involvement’ in the Eastern Mediterranean: A geopolitical upper hand for Greece and Cyprus? Journal of Balkan and Near Eastern Studies, 25(1), 65-81. 

[5] Temiz, K. (2018). An Illustration of Sino-Turkish Relations: The Cyprus Question. Insight Turkey20(1), 81-98.

[6] Temiz, K. (2018). An Illustration of Sino-Turkish Relations: The Cyprus Question. Insight Turkey20(1), 81-98. 

[7]Temiz, K. (2018). An Illustration of Sino-Turkish Relations: The Cyprus Question. Insight Turkey20(1), 81-98. 

[8] Temiz, K. (2018). An Illustration of Sino-Turkish Relations: The Cyprus Question. Insight Turkey20(1), 81-98. 

[9] Kahveci-Özgür, H. ve Duan, J. (2023). China’s ‘Silky Involvement’ in the Eastern Mediterranean: A geopolitical upper hand for Greece and Cyprus? Journal of Balkan and Near Eastern Studies, 25(1), 65-81. 

[10] Chinese Ambassador Yantao: China will Play a Constructive Role in Resolving the Cyprus Issue as Always. (2024, 7 Şubat).Cyprus Mirror. 5 Şubat 2025 tarihinde https://www.kibrispostasi.com/c140-DAILY_NEWS/n506542-chinese-ambassador-yantao-china-will-play-a-constructive-role-in-resolving-the-cyprus-issue-as-always  adresinden erişildi.

[11] Leonardo, B. ve Işık, A. F. (2025, 8 Ocak). Beijing on the Cyprus Problem: One China, One Cyprus? The China-Global South Project. 4 Şubat 2025 tarihinde https://chinaglobalsouth.com/analysis/beijing-on-the-cyprus-problem-one-china-one-cyprus/  adresinden erişildi.

[12] Cyprus – China Relations. (t.y.). CCEIA. 5 Şubat 2025 tarihinde https://www.unic.ac.cy/cceia/cyprus-china-relations/  adresinden erişildi.

[13] Implementing the Global Security Initiative to Build a World of Lasting Peace and Universal Security. Ministry of Foreign Affairs of the People’s Republic of China. (t.y.). 5 Şubat 2025 tarihinde https://www.mfa.gov.cn/eng/wjb/zzjg_663340/swaqsws_665306/xgxw/202403/t20240328_11272725.html  adresinden erişildi.

[14] Leonardo, B. ve Işık, A. F. (2025, 8 Ocak). Beijing on the Cyprus Problem: One China, One Cyprus? The China-Global South Project. 4 Şubat 2025 tarihinde https://chinaglobalsouth.com/analysis/beijing-on-the-cyprus-problem-one-china-one-cyprus/  adresinden erişildi.

[15] Leonardo, B. ve Işık, A. F. (2025, 8 Ocak). Beijing on the Cyprus Problem: One China, One Cyprus? The China-Global South Project. 4 Şubat 2025 tarihinde https://chinaglobalsouth.com/analysis/beijing-on-the-cyprus-problem-one-china-one-cyprus/  adresinden erişildi.


© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.