Katar – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi, Katar’daki doğalgazın Avrupa’ya sevki amacıyla dünyanın en büyük doğalgaz sahası olan Güney Pars/Kuzey Kubbe Gaz-Yoğunlaşma sahasından[1] elde edilen gazın Katar’ın Ras Laffan bölgesinden başlayarak sırasıyla Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye güzergahı ile Türkiye’ye ulaşmasını ve Ankara’da Nabucco boru hattı ile birleşerek oradan da Avrupa’ya ikmalinin gerçekleşeceği bir tasarıydı.[2] Jeopolitik açıdan kritik önem taşıyan bu tasarı, 2000’li yılların başında Katar’ın doğalgaz ihracatını genişletme ve kendisini küresel enerji piyasalarında baskın bir oyuncu olarak kurma stratejisinin bir parşası olarak ortaya çıkmıştır ancak 2009 yılında Esad, önerilen bu anlaşmayı imzalamayı reddetmiştir. Esad hükümeti, bunun yerine Tahran’ın jeopolitik hedefleriyle daha yakından uyumlu bir alternatif olan İran-Irak-Suriye projesini desteklemiştir. Bölgede 2011 yılında Suriye iç savaşının başlamasının ardından Katar – Türkiye boru hattı projesi, hayata geçirilemez bir duruma gelmiş ve on seneden uzun süren iç savaş süresince rafa kaldırılmıştır. Suriye’deki Baas rejiminin devrilmesinin ardından ise proje tekrar güncel hale gelmiştir.[3]
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Türkiye ile Katar arasında uzun süredir askıya alınan boru hattı projesinin Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeniden canlandırılabileceğini, bu projenin gerçekleşmesinin Suriye’nin ülkesel bütünlüğe ve istikrara kavuşması durumunda mümkün olabileceğini ve hattın güvenliğinin sağlandığı taktirde olağanüstü bir fırsat olabileceğini ifade etmiştir.[4] Hattın uzunluğu ile inşa maliyeti ve Suriye’nin henüz istikrarlı olmaktan uzak oluşu göz önüne alındığında projenin mümkünlüğü sorunu gündeme gelmektedir. Uluslararası piyasalardaki doğalgaz fiyatları ile doğalgaz talebinden, bölgedeki güvenliğin ve istikrarın tesisine kadar bu meselede birçok değişken bulunmaktadır.
Katar – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesinin Gerçekleşebilirliği
Suriye’deki rejimin devrilmesi, Ortadoğu jeopolitiğinde bölgesel iş birliği ve enerji altyapısı projeleri için yeni fırsatların doğabileceği bir döneme kapı aralamaktadır. Bu fırsatların en önemlilerinden birisi de doğalgaz tedarik yollarını dönüştürme ve Avrupa’nın enerji güvenliğini arttırma potansiyeline sahip olan Katar – Türkiye boru hattı projesidir. Esad sonrası dönemde Körfez ülkeleri, Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasında yeni iş birlikleri beklenmektedir. Türkiye ile iş birliğine hazır bir Suriye yönetiminin boru hattı projesi için uygun bir zemini sağlamasıyla Ortadoğu ve Avrupa’daki enerji dinamikleri potansiyel olarak yeniden şekillenebilir. Bununla birlikte yapılabilirliği açısından proje, finansal ve çevresel etkenler hesaba katılarak iyi değerlendirilmeli ve tartışılmalıdır. Suriye’deki değişim bir yandan yeni fırsatlar sağlarken mevcut durumda hala önemli güçlükler de sürmektedir, bu bakımdan proje analiz edilirken bölgesel iş birliğinin gerekliliği ve Avrupa’nın karbon nötr hedefinin yanı sıra Suriye’deki siyasal istikrarsızlık ve değişen küresel enerji piyasaları da değerlendirmeye alınmalıdır.
Katar açısından değerlendirildiğinde her ne kadar LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) sevkiyatları küresel pazarda hakim olsa da Kuzey Sahası’ndan Avrupa’ya doğrudan bir rota ile sevki mümkün kılacak bu boru hattı projesi, daha maliyetli ve lojistik açıdan daha riskli olan deniz yolu taşımacılığına kıyasla avantajlar sağlayacaktır. Jeopolitik nüfuzunun artmasıyla beraber Katar, bir yandan Türkiye ve Avrupa ile olan ekonomik bağlarını güçlendirirken diğer yandan da Avrupa enerji pazarında Rusya ile rekabet edebilecek ve İran’ın boru hattı inisiyatifleriyle bölgesel enerji akışını kontrol etme girişimlerine karşı koyabilecektir. Bunun yanında boru hattı projesi, Avrupa’nın artan enerji talebini karşılamak için daha uygun maliyetli ve ölçeklenebilir çözümler sunmaktadır. Avrupa, Asya ve Ortadoğu kavşaklarındaki stratejik konumu dolayısıyla uzun süredir doğal bir enerji geçiş merkezi olarak konumlanan Türkiye, TANAP ve TürkAkım gibi başlıca boru hatlarına ev sahipliği yaptığı göz önüne alındığında Katar – Türkiye boru hattının da Türkiye’nin küresel enerji piyasalarındaki önemini daha da pekiştireceği çıkarımı yapılabilir.[5]
Avrupa’nın Enerji Güvenliği Bağlamında Katar – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı
Katar’dan başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanacak bir doğalgaz boru hattı projesinin, bir yandan kaynak ve güzergah çeşitliliğini gerçek anlamda sağlayarak arz güvenliğine katkıda bulunacağını diğer yandan da maliyetleri düşürebileceğini çıkarsayabiliriz.[6] Katar – Türkiye doğalgaz boru hattı, AB’nin enerji güvenliğini sağlamlaştırırken Avrupa’nın enerji arzını etkileyebilme kabiliyeti sağlayacağından Türkiye’nin de nüfuzunu arttıracaktır.[7] Ekonomist Christian Stoffaës’e göre Katar – Türkiye doğalgaz boru hattı projesi, Rusya’yı bir ölçüde devre dışı bırakıp LNG taşımacılığından kaçınmayı mümkün kılacağından arz güvenliği için orta ve uzun vadeli potansiyele sahiptir.[8]
Türkiye ile Katar Arasında Su Yönetimi Alanında İşbirliği
Bu projeyi, Türkiye ile Katar arasındaki su yönetimi alanındaki iş birliği ile birlikte değerlendirmek de mümkündür. Katar, petrol ve doğalgaz kaynakları bakımından zengin olsa da, su fakiri bir ülkedir. Katar, su tüketimi toplamının yüzde 50’sini desalinizasyon yöntemiyle yani deniz suyunun tuzdan arıtılmasıyla elde etmekte, yüzde 14’ünü de kullanılmış suyun arıtılması yoluyla elde etmektedir. Deniz suyunu arıtma yöntemi, bir taraftan deniz kaynaklarının kirlenmesine sebep olurken diğer taraftan da çok fazla enerji tüketimine sebep olmaktadır.[9] Katar’ın su kaynaklarına olan bu talebi göz önünde bulundurulduğunda doğalgaz boru hattı projesine paralel bir boru sistemi ile bir su sevki projesinin de gerçekleştirilmesi değerlendirilebilir. Burada Türkiye’nin kendi sınırları içerisinde doğup kendi kıyılarından dökülen akarsuları öne çıkmaktadır.
Türkiye, doğalgaz yollarının üzerinde olan ve hidropolitik açılımlar yapabilecek kapasitede bir ülke olarak geçmişte su projeleri gerçekleştirmiştir.[10] Bunlardan biri Manavgat Çayı Su Temin Projesi’dir. İlk kez 1987’de Ortadoğu’da su sıkıntısı çeken ülkelerin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla proje gündeme getirilmiş ve 1998’de tesis açılmıştır ancak faaliyete geçirilememiştir ve atıl durumdadır.[11] 2004 yılında Manavgat Tesisi’nden İsrail’e su satışını öngören anlaşma da 2006 yılında karşılıklı olarak feshedilmiştir.[12] Bir diğer proje ise Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) su sorununa köklü bir çözüm getirmek amacıyla hayata geçirdiği Türkiye’den KKTC’ye Su Temini Projesi’dir. Proje kapsamında 2015’ten bu yana Mersin’deki Alaköprü Barajı’ndan askılı boru sistemiyle Girne’deki Geçitköy Barajı’na su aktarılmaktadır.[13] Benzer sistemli bir projenin de Katar başta olmak üzere, güzergah üzerindeki ülkelerin su ihtiyacına yönelik bir çözüm olarak çalışılması, Türkiye için kazan-kazan iş birliğini sağlayabilecek bir fırsat olabilir.
Sonuç
Genel bir değerlendirmeyle Suriye’deki rejimin devrilmesinin Suriye’de yeni bir siyasal gerçeklik yarattığı ve uzun süredir rafta bekleyen Katar – Türkiye doğalgaz boru hattı projesi için bir fırsat yarattığı yorumu yapılabilir. Bununla beraber projenin siyasal istikrarsızlıkların, değişen ittifakların ve bölgesel rekabetlerin hakim olduğu bir alanda gerçekleşeceğini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Dolayısıyla projenin başarısı, bölgesel ve uluslararası aktörlerin iş birliğine bağlı olacaktır. Boru hattı projesi, transit ülkeler için ekonomik fırsatlar sağlarken Avrupa için de enerji güvenliğinin güçlenmesi ve tedarik yollarının çeşitlenmesi manasına gelmektedir. Bu avantajlar projeyi kısa ve orta vade için çekici bir hale getirse de jeopolitik gerilimlerin, güvenlik sorunlarının ve doğalgaz talebindeki potansiyel düşüş gibi risklerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu risklere karşı faydaları dengelemek, projenin nihai fizibilitesi için önem taşımaktadır. Suriye yeni bir döneme girerken siyaset planlayıcılarının ve yatırımcıların ekonomik anlamda yeniden yapılanma ihtiyaçlarını, siyasal dönüşümü ve bölgesel dinamikleri iyi değerlendirmesi gerekmektedir.
[1] Basra Körfezi’nde bulunan bu doğalgaz kondensat sahasının Güney Pars bölümü İran’ın, Kuzey Kubbe bölümü Katar’ın karasularındadır.
[2] “Wikipedia: Qatar – Turkey pipeline,” Wikimedia Foundation, son değiştirilme tarihi 16 Aralık 2024, 08.07 (UTC), https://en.wikipedia.org/wiki/Qatar%E2%80%93Turkey_pipeline
[3] Murat Temizer, “‘Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı’ Suriye'de Baas Rejiminin devrilmesiyle tekrar gündeme geldi.” Anadolu Ajansı, 14 Aralık 2024. https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/katar-turkiye-dogal-gaz-boru-hatti-suriyede-baas-rejiminin-devrilmesiyle-tekrar-gundeme-geldi/3424403
[4] Handan Kazancı, “Türkiye-Qatar natural gas pipeline could be revived, says Turkish energy minister.” Anadolu Agency, 10 Aralık 2024. https://www.aa.com.tr/en/energy/energy-diplomacy/turkiye-qatar-natural-gas-pipeline-could-be-revived-says-turkish-energy-minister/46164
[5] Douglas C. Youvan, “The Geopolitical Implications of Assad's Fall: Revisiting the Feasibility of the Qatar-Turkey Pipeline.” Aralık 2024. DOI:10.13140/RG.2.2.29208.71683
[6] Aslıhan Erbaş Açıkel, “Katar-Irak-Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hatti Projesi Mümkün Mü? Uluslararasi Enerji Politikalari ve Riskler Çerçevesinde Bir Değerlendirme,” Middle Eastern Analysis / Ortadogu Analiz 3, no. 28 (2011): 57–67, https://search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&AuthType=ip,sso&db=asn&AN=67661436&lang=tr&site=ehost-live.
[7] Ariscynatha Putra Ingpraja, “Political Implications of Turkey – Qatar Gas Pipeline Construction on European Union Energy Security,” Journal of International Studies on Energy Affairs 1, no. 1 (2020): 43-61, 10.51413/jisea.Vol1.Iss1.2020.
[8] Christian Stoffaës, “The Arab gas pipeline project makes it possible to bypass Russia and avoid the long LNG tanker journey from Qatar.” Le Monde, 18 Temmuz 2022. https://www.lemonde.fr/en/opinion/article/2022/07/18/the-arab-gas-pipeline-project-makes-it-possible-to-bypass-russia-and-avoid-the-long-lng-tanker-journey-from-qatar_5990543_23.html
[9] Canan Coşkun, “Katar’la su anlaşmasında bilinmesi gerekenler: Kime yarıyor? Tehlikeler ne?” Diken, 8 Nisan 2021. https://www.diken.com.tr/katarla-su-anlasmasinda-bilinmesi-gerekenler-kime-yariyor-tehlikeler-ne/
[10] Dursun Yıldız, “Doğu Akdeniz ve Manavgat Çayı Su Temin Projesi.” TMMOB Su Politikaları Kongresi, https://eski.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/9162.pdf
[11] Adem Demir, “Manavgat Barışı Suyu Projesi unutuldu, sudan para kazanmak hayal oldu.” Independent Türkçe, 14 Kasım 2019. https://www.indyturk.com/node/91776/haber/manavgat-bar%C4%B1%C5%9F%C4%B1-suyu-projesi-unutuldu-sudan-para-kazanmak-hayal-oldu
[12] “BN:3 - 6 Nisan 2006, Manavgat Nehrinden İsrail´e Su Satışı hk.,” T.C. Dışişleri Bakanlığı, erişim (23 Aralık 2024): https://www.mfa.gov.tr/bn_3---6-nisan-2006_-manavgat-nehrinden-israil_e-su-satisi-hk_.tr.mfa
[13] Serkan Avcı, “'Asrın projesi' askılı boru sistemiyle Anadolu'dan KKTC'ye su taşıyor.” Anadolu Ajansı, 19 Ekim 2020. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/asrin-projesi-askili-boru-sistemiyle-anadoludan-kktcye-su-tasiyor/2011317
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
KARABAĞ’IN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİNİN ÜSTÜNDEN GEÇEN 1 YIL
Tutku DİLAVER 09.11.2021 -
MOĞOLİSTAN’IN DIŞ POLİTİKASINDA DENGE ARAYIŞI
Gülperi GÜNGÖR 20.07.2020 -
JUSTIN MCCARTHY’NİN “TÜRKLER VE ERMENİLER: MİLLİYETÇİLİK VE OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA ÇATIŞMA” KİTABININ BÖLÜM BÖLÜM ÖZET VE ANALİZLERİ - 5
Mehmet Oğuzhan TULUN 15.11.2015 -
ÇİN VE KÜRESEL GÜNEY AÇISINDAN 16. BRICS ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 13.11.2024 -
AVRASYA’NIN MERKEZİNDE TÜRK İŞBİRLİĞİ: TÜRK KENEŞİ
Gülperi GÜNGÖR 01.02.2021
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
“ERMENİ DİASPORASININ 1915 OLAYLARI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ” BAŞLIKLI KONFERANS