2800 YILLIK ERMENİ ERİVAN?
Yorum No : 2018 / 21
05.03.2018
6 dk okuma

Günümüzde Erivan Ermenistan’ın başkentidir. Bir milyondan fazla nüfusu ile Ermenistan’ın siyasi, mali, sanayii ve kültürel merkezi konumundadır. Fakat 19'uncu yüzyılın başlarında bir Ermeni şehrinden ziyade Azerbaycan-Türk şehri idi. Erivan’ın bir Azerbaycan-Türk şehrinden bir Ermeni şehrine dönüşümü nüfus mühendisliği ve etnik temizlik gibi modern kavramlara en erken örneklerin birini teşkil eder. Bununla birlikte bu rahatsız edici gerçek, Ermeni diasporası sözcüleri ve Ermeni devlet yetkilileri tarafından, sürekli olarak göz ardı edilmiş ve üstü örtülmeye çalışılmıştır. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serzh Sargsyan’ın son zamanlarda yaptığı açıklamaları da bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

Ermeni Cumhurbaşkanı Sargsyan kısa süre önce Fransa’ya yaptığı resmi bir gezi sırasında hükümetinin Erivan’ın kuruluşunun 2800'üncü yıldönümünü kutlamayı planladığını, şehrin tarih boyunca kesintisiz olarak Ermeni kimliğine sahip olduğuna özel vurgu yaparak açıklamıştır. Ancak, Sargsyan’ın tanımladığı şekilde Erivan’ın kesintisiz ve sürekli olarak bir Ermeni kimliğine sahip olduğu iddiası tarihi gerçeklerle örtüşmemektedir. Daha da ilginç bir şekilde Sargsyan’ın açıklamaları, şehrin Azerbaycan-Türk geçmişine dikkat çeken Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan İlimler Akademisi’nin Tarih Kurumu Başkanı Yagub Mahmudov tarafından dolaylı cevaplar almıştır. Yeni Azerbaycan Partisinin bir kongresinde konuşan Aliyev, “Erivan’ın bizim tarihi toprağımız ve biz Azerbaycanlılar bu topraklara geri dönmeliyiz” şeklinde konuya değinmiştir. Yagub Mahmudov ise benzeri bir şekilde bugünkü Erivan nüfusunu oluşturan Ermenilerin Güney Kafkasya’nın yerli ahalisi olmadığını ve bu topraklara “Çarlık Rusya’sı tarafından yerleştirildiklerini” belirtmiştir.[1]

Erivan’ın kuruluş hikâyesi milattan önce (MÖ) 8'inci yüzyıla kadar gitmektedir. Bu tarihte Urartu Kralı I. Argishti ülkesine kuzeyden gelecek tehditleri engellemek için Erebuni Kalesi’ni kurdurmuştur. Urartuların zamanla zayıflaması ve çökmesi üzerine bölge İranlıların kontrolüne geçmiş ve onlar da burayı MÖ 6'cı ve 4'üncü yüzyıllar arasında yaklaşık iki yüz sene idare etmişlerdir. Daha sonraları ise Büyük İskender ile giriştikleri mücadeleden zayıflayarak çıkan İranlılar bölgenin hâkimiyetini kaybetmiş ve böylece eski Ermeni Krallığı ortaya çıkmıştır. Fakat Ermeni Krallığının bölgedeki hâkimiyeti sürekli olmayacaktı. Bizanslılar ve Sasaniler 4'üncü yüzyılda bu bölgeyi yine kendi aralarında paylaşacaktı. Bunu takiben ise 685 yılında bölgeyi Araplar ele geçirmiş ve Erivan bölgesi Emevi Halifeliğinin kontrolü altına geçmiştir. 11'inci yüzyılda Bizanslılar kısa bir süre bu bölgede tekrar hâkimiyet kurmuşlarsa da, kısa süre sonra 1064 yılında şehir Selçukluların hakimiyetine girmiştir. 1236 yılında ise bölgeye gelen İlhanlı-Moğol ordusu bölgeyi ele geçirmiştir. Bu ise 13'üncü yüzyılın sonunda Türklerin bölgede tekrar hâkimiyet kurması ile sona ermiştir.

Bölgenin sonraki tarihi ise Osmanlılar ve İranlı İmparatorluklar (ki bunlar arasında Türkler oldukça önemli bir yere sahipti) arasında sıkça hâkimiyet değişikliğine sahne olmuştur. 18'inci yüzyılda ise Türk olan Kaçar Hanedanı Revan Hanlığını kurarak bölgeye hâkim olmuştur. Revan Hanlığının bölgedeki hâkimiyeti ise Ruslarla 1828 yılında yapılan Türkmençay anlaşmasına kadar sürmüş ve bu tarihten sonra bölge Rusların kontrolü altına geçmiştir. İşte Cumhurbaşkanı Sargsyan’ın sürekli ve kesintisiz olarak Ermeni kimliğine sahip olduğuna dair iddiaları bu derece gerçeklerden uzaktır.

Rusların bölgeyi ele geçirmesi etnik-dini yapısı üzerinde çok önemli bir rol oynamış ve daha sonradan gerçekleşen nüfus yapısındaki değişikliğin de temel sebebi olmuştur. Bakü Devlet Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Mehnan Abdullaev’e göre Rusların şehri ele geçirdiği tarihte bölgedeki nüfusun çoğunluğu, daha kesin bir rakamla “%78,4’ü Azerbaycanlı Türklerden oluşmaktaydı.” Ayrıca Abdullaev’e göre “Rus işgali sırasında 359 Azerbaycanlı Türk köyü yok edilmiş ve nüfusları katledilmiş veya evlerinden kovulmuştur.”[2]

İran ve Rus kaynaklarını temel alarak Revan Hanlığı’nın çöküşünü ele alan bir çalışmasında Ermeni tarihçi George Bournoutian Rus hakimiyeti sonucu olarak Revan Hanlığı’nın Müslüman nüfusunun %30’unun “ya öldüğü ya da göç etmek zorunda kaldığını” hesaplamaktadır. Buna ilave olarak ise bölgeye 1832 yılına kadar 45 bin Ermeni yerleştirilmiştir. Bu toplu nüfus değişikliklerine rağmen Ermeniler bölgede bariz bir çoğunluk elde edememişlerdir. Sürekli savaş ve göçlerin sonucu olarak ancak 19'uncu yüzyıl sonlarında ve 20'nci yüzyıl başlarında “Ermeniler bölgede sağlam bir çoğunluk oluşturmuştur.”[3]

Bir zamanlar bu şehrin nüfusunun %80'ini oluşturmalarına rağmen günümüzde Erivan’da tek bir Azerbaycan Türkü bile kalmamıştır. Peşi sıra birbirlerini takip eden Ermeni devlet yetkilileri ise bölgedeki Ermeni hâkimiyetinin katliamlar ve etnik temizlikler sonucu olarak kurulduğunu göz ardı etmekle kalmamış, ayrıca sürekli olarak şehrin Azerbaycan-Türk geçmişini de inkar etmeye kalkmıştır. Sargsyan’ın sözleri ise açık bir şekilde tarihin ucuz bir şekilde çarpıtılması ile Azerbaycan’a yönelik bir provokasyon niteliği taşımaktadır.

 

[1] "Studies prove that before 1918, there was no Armenian state in S.Caucasus," Trend.az, February 13, 2018, https://en.trend.az/azerbaijan/politics/2859965.html

[2] "Historian: Armenians resettled to regions that never belonged to them," Trend.az, February 12, 2018, https://en.trend.az/azerbaijan/society/2859894.html

[3] George Bournoutian, Eastern Armenia in the Last Decades of Persian Rule, 1807-1828 (Malibu: Undena Publications, 1982), p. 74. 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten