SCHOLZ’UN TÜRKİYESİZ AB HAYALLERİ
Yorum No : 2022 / 39
06.09.2022
5 dk okuma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, geçtiğimiz hafta (29 Ağustos 2022) Prag’daki Charles Üniversitesinde bir konuşma yaptı. Scholz konuşması sırasında, Avrupa hava savunma sistemine, Avrupa Birliği (AB) genişlemesine, Ukrayna-Rusya savaşında Almanya’nın Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapmasının önemine ve AB ve Avrupa Komisyonu’nun karar alırken uyguladığı mevzuatların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine değindi.

Şansölye Scholz’un konuşmasının en fazla dikkat çeken kısmı, AB’nin genişlemesine yönelik kısmıdır. Scholz konuşmasında, AB’nin Doğu’ya doğru genişlemesi gerekliliğine vurgu yapmıştır. Scholz bu bölümde altı “Batı Balkan”[*] ülkesi ile Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın Birlik’e katılması gerektiğini söyleyerek AB’nin genişlemesi için verdiği desteği yinelemiştir. Burada üç ülke dikkat çekmektedir: Ukrayna, Moldova ve Gürcistan. Bu üç ülke AB üyeliği konusunda henüz adım atmamıştır. Ancak Scholz, bu üç ülkeyi bu perspektifin içine katmıştır. Buna karşılık 10-11 Aralık 1999 tarihinde gerçekleşen Helsinki Zirvesi’nde adaylık statüsü verilen, 3 Ekim 2005 tarihinde tam üyelik müzakerelerine başlayan Türkiye’ye konuşmasında yer vermemiştir. Bu durum, Almanya’nın ve dolayısıyla AB’nin Türkiye’nin AB üyeliğini kesin olarak olumlu görmediklerini işaret etmektedir. Ayrıca bahsi geçen ülkelerin AB’ye Avrupa’nın özgür, demokratik kesimine ait olduğunu söylemiştir[1]. Scholz, Hırvatistan, Romanya ve Bulgaristan’ın AB’nin pasaportsuz Schengen bölgesine katılması gerektiğini de vurgulamıştır.

Şansölye Scholz’un konuşmasında Türkiye’ye takındığı ayrımcı tutum yeni değildir. “Batı Balkanlar” ifadesi kullanılmaya başlandığından bu yana Türkiye’nin Balkanlardan soyutlanmaya çalışıldığı ve AB üyeliğine ilişkin ifadelerin yer almadığı dikkat çekmektedir. “Batı Balkanlar” ifadesi, Türkiye’nin bir Balkan ülkesi olarak görülmediğini dolayısıyla Birlik’in bir parçası olarak algılanmadığını vurgulamak amacıyla seçilmiştir. Batı Balkanlar ifadesi kendi başına yanlış bir ifadedir. Türkiye, Balkanların bir parçasıdır, Balkan coğrafyasına aittir. Türkiye’nin AB üyesi olmasını engellemenin başka bir ifade şekli olan “Batı Balkanlar”, özellikle Yunanistan’ın AB üyeliğini takiben (1981), Bulgaristan ve Romanya’nın da AB üyeliklerinin gerçekleşmesiyle AB yetkililerince sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. AVİM olarak, “Batı Balkanlar” ifadesinin Türkiye’yi Avrupa’dan hatta Balkanlardan uzaklaştırmak için kullanıldığı kanısında olduğumuzu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik[2]. Yunanistan 1981’de AB’ye üye olduktan sonra geri kalan Balkan ülkeleri, Slovenya, Hırvatistan, eski Yugoslavya, Arnavutluk, Romanya ve Bulgaristan "Batı Balkanlar" iken; dışında kalan kısım ise Türkiye yani “Doğu Balkanlar”dır.

Almanya Şansölyesi Scholz, AB genişlemesinin gerçekleşebilmesi için Birlik ve Komisyon karar alma mekanizmasının değişmesi gerektiğinin de altını çizmiştir. Böylece, (Türkiye dışındaki) aday ülkelerin üyeliklerinin hızlandırılmaya çalışılması hedeflenmiştir. 

Yaklaşık bir yıl önce, 26 Eylül 2021 tarihinde Almanya Şansölyesi olan Olaf Scholz, kısa parti programında Türk hükümetinin iç ve dış siyasette izlediği yolu endişe ile izlediklerini belirtmiştir. Programda, Türkiye’nin hukuk devleti ilkelerine uyması gerektiği vurgulanmıştır. Bu noktalara eleştirel bir yaklaşım getiren AB-Türkiye diyaloğunun ivedilikle yoğunlaştırılmasının zaruri olduğunu kaydetmiştir[3]. Ancak üyelik konusunda net bir ifade kullanılmamıştır. Bugün görüyoruz ki, Şansölye Scholz da geçen sene seçimlerden önce Türkiye’nin AB üyeliği karşıtı açıklamalar yapan Avrupa siyasi parti liderlerinin arasındaki yerini almıştır.

Türkiye’nin dışarıda bırakıldığı, Türkiye’ye güvenilmeyen ama Türkiye’ye ihtiyaç içinde olan bu denli şeffaflıktan ve samimiyetten uzak yaklaşım karşısında Türkiye’den AB’ye nasıl güven duyulması ve işbirliği içinde olunması beklenebilir? Scholz’un da konuşmasında vurguladığı Ukrayna – Rusya savaşı dikkate alındığında, sorgulanması gereken en önemli husus, Ukrayna – Rusya savaşının sona ermesi için azami çaba harcayan ve arabuluculuk gibi kritik bir konumu üstlenen Türkiye’nin Almanya ve AB tarafından dışlanmasının hangi amaca hizmet ettiğidir.

 

[*] AVİM, "Batı Balkanlar" terimini ayrılıkçı siyasi bir terminoloji olarak değerlendirmekte ve bölgeye ilişkin coğrafi ve tarihsel "Balkanlar" tanımlamasının kullanılmasında ısrar etmektedir.

[1] Guy Chazan, “Olaf Scholz Outlines EU Vision with Call for European Air Defence Scheme,” Financial Times, 29 Ağustos 2022, https://www.ft.com/content/dd09f604-f66c-4e24-8212-e3917c32b55c.

[2] Hazel Çağan Elbir, “Brexit’in Türkiye – AB İlişkileri Konusunda Düşündürdükleri,” avim.org.tr, 16 Aralık 2019, https://avim.org.tr/tr/Analiz/BREXIT-IN-TURKIYE-AB-ILISKILERI-KONUSUNDA-DUSUNDURDUKLERI.

[3] Ronald Meinardus, “’Almanya’nın Seçimi’: Siyasi Partiler ve Gelecekteki Türkiye Politikaları,” EuroPolitika, Eylül-Ekim 2021, s. 10.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



  • Önder Özar - Scholz'un Türkiyesiz AB hayalleri
    Hazel Çağan Elbir'in "Scholz'un Türkiye'siz AB hayalleri" yazısını gerçekçi bulduğumu belirtmek istiyorum. Macron'un "Avrupa Siyasi Birliği" projesine Türkiye'yi dahil etmeyi öngörüp öngörmediği de belli değil. Hazel Ç.Elbir'in bu konuyu da irdelemesini öneririm.
    07.09.2022

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten