TÜRK-ERMENİ UZLAŞMASININ YOLU KARŞILIKLI HELALLEŞME OLABİLİR
Yorum No : 2012 / 59
12.11.2012
2 dk okuma

Yakın tarihimizin acı veren olaylarından birisi birinci dünya savaşında Anadoluda ermeni vatandaşların zamanın yönetimi tarafından tehcire tabi tutulması, savaş koşulları içinde çok sayıda insanın bu yer değiştirme ve göç sırasında hayatını kaybetmesi, keza çok sayıda ailenin bugünün siyasi coğrafyası itibarıyla Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün gibi Ortadoğu ülkelerinde yeni bir hayata başlaması, birçoğunun da geleceklerini Osmanlı devleti sınırları ötesinde aramak zorunda kalmasıdır.

Tehcir politikasının ve uygulamasının gerekçeleri, uygulama koşulları, Anadolu halkının içinde bulunduğu durum, Birinci Dünya savaşı müttefik güçlerinin Osmanlı devletini çökertebilmek için kullandığı yöntemler, millet sistemine karşı gelişen ulusal devlet kavramı ve benzeri birçok unsur türk ve ermeni halkı, özellikle ermeni diyasporası tarafından farklı algılanmakta ve yorumlanmaktadır. Cereyan eden olaylar her iki halkın tarih belleklerinde silinmez izler bırakmıştır. Türkler ermenilerin suçlamalarını, ermeniler türklerin maruz kaldıklarını kabul etmemek birtarafa, şiddetle, hatta nefretle reddetmektedir.

Konunun siyasi propogandaya dönüştürülmesi, bir ulusu hedef alan karalama ve nefret kampanyası haline getirilmesi, mağdur ve kurbanların sayılarının oyuncaklaştırılması sorunu daha da çetrefil ve ortak nokta bulunulamaz hale getirmiştir. Katledilen tek bir canın dahi hesabının verllemeyeceğinin, vebalinden arınılamayacağının göz ardı edilerek, sanki sayı artırılırsa haklılık payı da artar anlayışı ile hareket edilmesi makul tartışma ortamını da kilitlemiştir. Olayların tarafsız bilim adamları ve tarihçiler tarafından araştırılması, incelenmesi, varılacak sonuçla uyumlu bir çözüm bulunması önerilerinin de kabul görmemesi ile uzlaşma ümitleri tam bir çıkmaza girmiştir.

Ancak devletler ve halklar, hele tarihsel bir birliktelikten geliyorlarsa ve varlıklarını bundan böyle de komşu olarak sürdürme durumundaysalar, kendilerine bahşedilen aklın gereği bir uzlaşma arama, birlikte barış içinde yaşama çabası gösterme dışında bir yol bulunmamaktadır. Ulaşılan bugünkü noktada, türk-ermeni uzlaşmasının yolu karşılıklı helalleşme olarak görülmektedir.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten