ERMENİSTAN’IN SEÇİMİ: DOĞU YA DA BATI
Analiz No : 2015 / 6
Yazar : Hande Apakan
22.02.2015
15 dk okuma

Hande Apakan

Uzman, AVİM

23.02.2015

 

Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) Ortaklık Anlaşmasını 10 Ekim 2014 tarihinde imzaladı. [i] Bu gelişme, Ermenistan Avrupa Birliği ile ilişkilerini derinleştirme yolunda olduğu için, uluslararası alanda bir sürpriz olarak görülmüştür. Esasen, Ermenistan’ın AEB’ye katılma kararı bir “U dönüşü” olarak nitelendirilmiştir; çünkü AB’nin Batı Ortaklığı Programı’nda yer alan diğer ülkeler gibi, Ermenistan da AB ile, bir serbest ticaret anlaşması da dahil olmak üzere, daha yakın siyasi ve ekonomik ilişkiler peşindeydi.[ii]

 

Tüm bunlar, Rusya’nın daha büyük bir oyun peşinde olduğuna işaret eden, uluslararası ilişkilerde güncel gelişmeler ışında ele alınmalıdır. Soğuk Savaş dönemini anımsatan Ukrayna krizinde de görüldüğü üzere, Rusya Batı’nın bölgedeki etkisini dengelemeye çalışmakta ve bu bağlamda değerlerini sarsmayı amaçlamaktadır. Bu politika, bir yandan bölgede ve dünya genelinde rahatsızlıklar ve güvensizlikler yaratırken, Rusya’nın, Avrupa’nın bölgedeki politikalarına karşı saldırgan ve bölgedeki çözüm yollarını tıkayan yaklaşımına işaret etmiştir.

 

Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya’nın eski Sovyet coğrafyasındaki ekonomik ve siyasi üstünlüğünü canlandırma emelleriyle paralel olarak ortaya çıkmıştır. Bu politikanın bir parçası olarak, Rusya, AB’nin doğu genişlemesini geri püskürtmek için Doğu Ortaklığı Programı’ndaki ülkelere baskı yapmaktadır. Görülen odur ki, bu yeni yaklaşım, Rusya’nın, dışarıda yaşayan Rus azınlıkları korumayı amaçlayan  ‘yakın çevre’ politikası ile büyük ölçüde örtüşmektedir. Bu yeni anlayışla Rusya, bir anlamda bölgedeki ülkelere müdahale zeminini hazırlamıştır.

 

Kuşkusuz, Batı’nın 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesine karşılık somut bir tepki vermemesi ve bugün Ukrayna’daki çözümsüzlük, Putin’in bölgede sert oynama isteğine katkıda bulunmuştur. Bunun Ermenistan-Rus ilişkilerine de yansımaları mevcuttur. Ukrayna’daki durum ve Rusya’nın buradaki yaklaşımı, Rusya’nın, Doğu ve Batı arasında kalmış olan Ermenistan’a daha çok baskı uygulayabileceği izlenimini yaratmaktadır.

 

Ermenistan’ın, bir taraftan ekonomik nedenlerle AB ile ilişkilerini derinleştirirken, diğer taraftan ekonomik birlik adı altında Rusya’yı tercih eden bir tamamlayıcılık politikası izleyebilmesi muhtemel gözükmemektedir. Kaldı ki, Rusya’nın Ermenistan üstündeki etkisi göz önüne alındığında, Ermenistan’ın bir tercih hakkı olmadığı düşünülmektedir.

 

Bir taraftan, Ermenistan, ekonomik olarak, en büyük ticari ortağı olan Rusya’ya büyük ölçüde bağımlı durumdadır. Ülkenin doğalgaz ve elektrik dahil önemli sektörlerini elinde bulunduran Rusya, ülkedeki en büyük yatırımcısı konumundadır. Aynı şekilde, Rusya’da yaşayan Ermeniler tarafından gönderilen paralar da Ermeni ekonomisi için önem taşımaktadır. Bunların yanı sıra, Rusya’nın Ermenistan üzerindeki en önemli avantajı ‘doğalgaz kartıdır’. Gazprom’a bağımlı bir Ermenistan’ın Rusya’ya karşı bir diplomatik nüfuzu yoktur. Esasen, Rusya doğalgaz fiyatlarını zaman zaman artırmaktadır; bu da Ermenistan’da Rusya’ya karşı bir müzakere gücü bırakmamaktadır. Diğer yandan, bazı uzmanlara göre, Rusya’nın yakın zamanda Ermenistan’a teklif ettiği fiyat indirimi, Ermenistan’ın AB’yi Avrasya Ekonomik Birliği için feda etmesi yolunda cesaretlendirici olmuştur. [iii]

 

Diğer taraftan, Ermenistan’ın Rusya ile olan güvenliğe dayalı ilişkisini riske atmak istemeyeceği, AEB’yi tercih etmesinin gerekçelerinden biri olabilir. Ermenistan’ın Rusya’ya askeri sebeplerden dolayı da bağımlı olduğu düşünülmektedir. Ermenistan, sınırlarının korunması konusunda Ermenistan’da bulunan ve Gümrü’deki üs tarafından desteklenen bir Rus askeri birliğinden destek almaktadır. Aynı şekilde, Rusya, Ermenistan’ın Azerbaycan’la yaşadığı donmuş çatışmada ana güvenlik garantörü durumundadır. Ancak, son yıllarda Rusya’nın Azerbaycan ile yaptığı silah satışları[iv] Ermenistan üzerinde tedirginliğe ve Rusya’nın Ermenistan üzerinde kullandığı bir tür ‘sopa’ olarak adlandırılabilecek baskıya sebep olmuştur.

 

Bu gelişmelere yönelik tepkiler, Ermenistan gibi küçük bir ülkenin Rusya tarafından tehdit edildiği düşüncesine işaret etmektedir. [v] Ermenistan’daki bazı uzmanlar, Sarkisyan’ın Eylül 2013’de, Gümrük Birliği’ne katılma yönündeki şaşırtıcı nitelikte kararı öncesinde Ermenistan’da kamuoyu düzeyinde hiçbir tartışma yapılmadığını, karar alma sürecinin tartışmalı olduğunu ve tüm bunların Ermenistan’daki liderliğin güçsüzlüğünü yansıttığını ileri sürmüştür. [vi] Esasen, bazıları tüm bu süreci bir tür siyasi bağımsızlığın kaybı olarak görmüştür. Nitekim, Ermenistan’da Association of Informed Citizens gibi bazı gruplar Avrasya Ekonomik Birliği’ne üyeliğin ülkenin bağımsız dış politikasını sona erdireceğini öne sürerek üyelik öncesi bir referandum düzenlenmesi çağırısında bulunmuşlardır. [vii]

 

Tüm bunlara ek olarak, Ermenistan’ın kararının ülkenin iç dinamikleri üzerine negatif etkileri olacağı görüşü de bazı çevrelerce benimsenmiştir. Avrupa Halk Partisi'nden (EPP- European People’s Party) bir yetkili Ermenistan’ın Gümrük Birliği’ne katılma kararının ülkedeki demokrasi beklentilerini güçsüzleştirdiğini ve Rusya’nın bölgede nüfuz sağlama riskini artırdığını belirtmiştir. [viii] Bu görüş, Ermeni uzman Richard Giragosian’ın şu görüşüyle aynı çizgidedir: “[Gümrük Birliği’nden] faydalanacak iki olgu oligarşi sistemi ve yolsuzluktur.”[ix]

 

Bu gelişmelere rağmen, Ermeni makamları, Avrupa Birliği ile ilişkilerini ilerletmeye devam etmek istedikleri yönünde beyanatlarda bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanı Sarkisyan, AB ile farklı yönlerde yakın işbirliği içinde olmak istediklerini belirtmiştir: “Ortaklarımızın, bunu (AEB üyeliğimizi) hiçbir zaman AB ile diyaloğumuza karşı düşürmeyeceğimizi bilmelerini isteriz. [AB ile diyalogumuz] devam eden demokratik reform sürecimizin temelini oluşturan ortak mirasımız ve örtüşen çıkarlarımız gereğince devam edecektir.”

 

Bu ifadelere cevaben, AB yetkilileri, Ermenistan’ın Moskova liderliğindeki blok yönündeki tercihinin, AB ile bir serbest ticaret anlaşması yapması olasılığını devre dışı bıraktığını belirtmiştir. AB’nin Ermenistan’la bir çeşit ilişki yürüteceğini; ancak bunun daha önce yürüttükleri ilişkiden farklı eklemiştir. Esasen, bir ülkenin aynı anda iki organizasyonda da yer alamayacağı bilinen bir gerçektir; çünkü her bir organizasyon da farklı tarife koşulları içerdiğinden birbiriyle bağdaşmamaktadır. Bu yüzden, Ermenistan’ın aynı anda iki organizasyonda da bulunması teknik olarak mümkün değildir.

 

Uluslararası çevrelerce Ermenistan’ın, Rusya ile daha yakın ilişkileri nedeniyle AB ile sınırlı bir ilişkiye sahip olacağı düşünülürken, son gelişmeler sürpriz nitelikte olmuştur. Basında yer alan haberlere göre, Ermenistan bugünlerde gözden geçirilmiş bir AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamaktan söz etmektedir [x] Ermeni makamları, Ermenistan’ın AB ile işbirliğinin resmileştirilmesi için yeni adımların atıldığını belirtmektedir. Aynı şekilde, görülen odur ki, AB, Ermenistan ile ilişkisi konusunda vermiş olduğu sözü maddi olarak tutmakta kararlıdır. Zira, Kasım ayında AB, 2017’ye kadar Ermenistan’a özellikle yargı alanında reformlarda bulunması için 170 milyon avroluk yardım yapacağını açıklamıştır.[xi] Bunun yanı sıra, Ocak ayında, tarım, yolsuzlukla mücadele ve devlet memurluğu alanlarındaki reform projeleri için 77.5 milyon avroluk yardım yapmıştır.

 

Ermenistan, bir taraftan Rusya ile güvenliğe dayalı olan ilişkisini tehlikeye atmak istemezken, diğer taraftan AB tarafından teklif edilen ekonomik imkanları kaçırmak istemiyor olabilir. Dahası, öyle görülüyor ki, AB, her ne kadar Ermenistan’ı bir zamanlar Doğu Bloku olarak adlandırılan, Rusya’nın etki alanına kaptırmış olsa da, onu tamamen kaybetmek istemeyecektir. Bu şekilde Rusya’nın ülke üzerindeki etkisinin daha fazla olacağının farkında olan AB, Ermenistan üzerinde daha fazla ‘havuç’ kullanmayı ve böylelikle ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğünü teşvik ederek ülke üzerindeki etkinliğini artırmayı hedeflemektedir.

 

Ermenistan’ın oynadığı ikili oyun hem Rusya hem de Batı tarafından tepkilere neden olmuştur.

 

İlk olarak, Rusya’nın tepkisi, Ermenistan  iç politikasına yansıdığı şekilde görülebilmektedir. Esasen, son günlerde Başkan Sarkisyan ve Prosperous Armenia Partisi (PAP) başkanı Gagik Tsarukyan arasında yaşanan gerginlik Rusya’nın rahatsızlığını işaret etmekte yeterlidir. Sarkisyan’ın, Rusya’ya yakınlığıyla bilinen oligark Tsarukyan’a karşı yaptığı saldırgan konuşmayı takiben, Tsarukyan’ın ülkede rejim değişikliği çağrıları yapması bu gerginlikleri daha da artırmıştır. [xii] Bunun yanı sıra, Rusya’nın geçen hafta Moskova’da bulunan Başbakan Hovik Abrahamyan ve heyetine karşı aldığı tutum da Rusya’nın tavrını yansıtmaktadır. Avrasya Hükümetlerarası Konseyi toplantısı vesilesiyle şehirde bulunan Abrahamyan doğalgaz fiyatlarında indirim alabilmek için Rus makamlarıyla görüşmeyi umut ediyordu. Diplomatik protokollere göre, resmi bir ziyarette bulunan bir Başbakan mevkidaşı tarafından kabul edilir. Umduğunun tersine hiçbir makamla görüşemeyen Abrahamyan’ın Moskova ziyareti tam bir fiyasko olmuştur. Son zamanlarda cereyan eden bu iki durum da Rusya’nın Sarkisyan’ın ikili oyununa karşılık yapmış olduğu uyarıları yansıtması yönüyle değerlendirilebilir.

 

İkinci olarak, Ermenistan-ABD ilişkileri de Ermenistan’ın AEB’ni tercih etme politikası ile bir ölçüde etkilenmiş görülmektedir. Her ne kadar Ermenistan-NATO ilişkileri derinleşecek gibi görünse de[xiii], görülen odur ki ABD Ermenistan’a yönelik ekonomik yardımını azaltmayı amaçlamaktadır. Obama yönetiminin yakın zamanda açıkladığı 2016’ya ait bütçe tasarısı bunu doğrulamaktadır.[xiv] Kongre tarafından onaylanırsa, bu bütçe Ermenistan’a yapılan bu tür bir yardımda şimdiye kadar yapılmış olan en düşük seviyeye işaret etmektedir.

 

Bu, akıllara ABD’nin politikasının, Ermenistan’ın seçimine bir tepki ve bunların Doğu ve Batı arasında yaşanan gerginliğinin bir parçası olup olmadığı sorusunu getirmektedir. ABD yönetimi, ekonomisi Batı’nın uyguladığı yaptırımların tehdidi altında olan Rusya’nın Ermenistan’ı bir çıkış kapısı olarak kullanacağı görüşünde olabilir. Ermenistan’a ulaşan her türlü ekonomik yardımın Rusya’ya ulaşacağı düşüncesi ABD’nin ekonomik yardımı azaltma fikrinin ardındaki sebep olabilir.

 

* Bu yazının İngilizcesine şu linkten ulaşılabilirsiniz: http://www.avim.org.tr/analiz/en/ARMENIA%E2%80%99S-CHOICE:-EAST-OR-WEST-/3907 


** Fotoğraf: AFP


[i] Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) 1 Ocak 2015’te dört kurucu üye (Rusya, Belarus, Kazakistan ve Ermenistan) tarafından kurulmuştur. Rusya’ın liderliğindeki blok, bölgedeki ülkeler arasında işbirliğini artırmayı amaçlamaktadır. AEB malların, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı, ortak bir para birimi ve ülkelerüstü kurumlara sahip olmayı öngörmektedir.

[ii] Bu değişimin ilk işareti Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Eylül 2013’te Putin’le görüşmesinden sonra Ermenistan’ın AB ile görüşmelerine son vereceği ve Gümrük Birliği’ne katılacağı yönünde açıklaması olmuştur.

[iii] “Armenia Joins Russian-led Eurasian Economic Union”, The Moscow Times, 2 January 2015.

[iv] “Azeri-Russian Arms Trade $4 Billion Amid Tension With Armenia”, Bloomberg Business, 13 August 2013.

[v] “EP committee chair in Vilnius calls Russia’s Actions against Armenia ‘Blackmail’”, Baltic News Service, 5 September 2013.

[vi] “Richard Giragosian: Europe’s door closed, but not locked”, Public Radio of Armenia, 6 September 2013.

[vii] “Armenia’s Eurasian Deal: Sell-Out or Fair Trade?”, IWPR, 27 October 2014.

[viii] “Armenia’s U-turn toward Customs Union Weakened Prospects for Democracy”, Europea, 6 September 2013.

[ix] “Richard Giragosian: Europe’s door closed, but not locked”, Public Radio of Armenia, 6 September 2013.

[x] “Armenia: Yerevan Mending Fences with EU”, EurasiaNet, 9 February 2015.

[xi] “Armenia: Yerevan Mending Fences with EU”, EurasiaNet, 9 February 2015.

[xii] Hükümetin yeni vergi yasasına karşı düzenlenen protestolarda önemli bir rol oynayan Artak Khachatryan adındaki bir activist 7 Şubat tarihinde 3 maskeli adam tarafından kaçırılmış ve dövülmüştür. Tsarukyan’ın başkanı olduğu Prosperous Armenia Partisi (PAP) hükümeti suçlamış ve kamuoyunu protestolara çağırmıştır. Bu da Cumhurbaşkanı Sarkisyan ve Tsarukyan arasında daha büyük bir gerginliğe sebep olmuştur.

[xiii] NATO Genel Sekreteri Özel Temsilcisi’nin Ocak ayında Cumhurbaşkanı Sarkisyan’I ziyareti ve Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın Şubat ayında Brüksel’I ziyareti sırasında taraflar aralarındaki siyasi diyalog ve işbirliğini derinleştirmek istediklerini vurgulamışlardır.

[xiv] “Obama Budget Calls for Record Low Level of Aid to Armenia”, Azbarez Armenian News, 3 February 2015.

 

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten