KARABAĞ, AZERBAYCAN’IN EGEMENLİĞİ VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Analiz No : 2023 / 8
27.03.2023
8 dk okuma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile 20 Mart 2023’de gerçekleştirdiği görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında; Donbass, Kosova Sırpları ve Karabağ’daki Ermenilerin durumları arasında karşılaştırma yapması dikkat çekmiştir.[1] Lavrov bir yandan Karabağ’da mukim Ermenilere yönelik güvenlik garantilerinin “Hankendi ve Bakü temsilcileri” arasında tartışılması gerektiğini söylerken bir yandan da Sırp Belediyeler Birliği yapısını örnek göstermiştir.

Öncelikle belirtilmesi gerekir ki Kosova, Karabağ ve Donbass’ın uluslararası hukuk zemininde herhangi bir ortak yanı bulunmamaktadır ve karşılaştırılmaları hatalıdır. Bir yanlış başka bir yanlışla izah edilerek uluslararası sistemde iyileştirme sağlanamaz, aksine düzensizlik tetiklenir. Diğer taraftan Lavrov belli bir konu bakımından karşılaştırma yapmıştır, ancak hem devletlerin egemenlik haklarına saygı ilkesi bakımından hem de azınlık hakları düzenlemeleri bakımından doğru örnekler seçmemiştir.

Lavrov konuşmasında örneklendirmeye esas aldığı hususları, bahsi geçen yerlerdeki azınlıkların dil, din, kültürel hakları ile çerçevelemektedir. Donbass örneğinde azınlıkların yerel özyönetim fırsatına ve soydaşlarıyla (Rusya) özel ekonomik ve ticari bağlara sahip olmasına atıf yapmaktadır.  Kosova’nın Sırp azınlığı bakımından da dil, yerel özyönetim, eğitim, kültür, din, özel ekonomik hakları sıralamakta ve Kosovalı Sırpların Sırbistan’la bağlarını korumalarını vurgulamaktadır. Hâlbuki hakların niteliğini belirleyen her zaman bir önceki hukuktur.  Nitekim Donbass’tan bahsederken Minsk Anlaşmalarına (5 Eylül 2014 ve 12 Şubat 2015), Kosovalı Sırplar konusunda ise Belgrad-Priştine arasında 2013’de varılan mutabakata atıf yapmaktadır. Lavrov bunların yaklaşık olarak aynı haklar olduklarını vurgulamaktadır. Ne var ki bahsi geçen haklar bütünü sorunları çözmediği gibi mevcut sorunlara dış müdahaleleri arttırarak bölgeleri küresel çatışmaların vitrini haline getirmiştir. Ayrıca zaten bu hakların işleyişi oturtulamamıştır, bu nedenle örnek alınmaları mevcut sorunları büyütecektir.

Kosova veya Kosovalı Sırpların statüsü meselesi Karabağ ya da Karabağ Ermenilerinin tabi olacağı hukuki rejimle kıyaslanamaz. Sırp Belediyeler Birliği, sadece iki ülke arasında varılan bir mutabakatın sonucu değildir. Aksine Kosova’nın bağımsızlığı zaten Kosovalı Sırplara tanınacak bir takım özel haklar ile ilişkilendirilmiştir.

Her bir sorun kendi dinamikleri içerisinde değerlendirilmelidir. Kosova’nın bağımsızlığı konusu,  yerleşik hukuk sistemi içerisinde yeni bir kural oluşturmayan özel istisna olarak var olmuştur. Her hukuki yeni durum, önceki hukukun temelleri üzerinde yükselir. Kosova’da yaşayan Sırplar için özel bir statünün belirlenmesi meselesi Kosova’nın Bağımsızlık Bildirgesi ve Kosova Anayasasının atıfta bulunduğu Martti Ahtisaari’nin Kosova’nın Statüsü İçin Kapsamlı Önerisi ile düzenlenmiştir. Kosova, nüfusunun yüzde 90’ı Arnavut olmasına rağmen çok etnikli, çok kültürlü, çok kimlikli ve çok dinli bir devlet olarak doğmuştur. Bayrağı ve milli marşı, tek bir etnik kimliği yansıtmayacak şekilde seçilmiştir. Ahtisaari Planı; Kosovalı Sırplara Belgrad’la doğrudan iletişim, Sırbistan belediyeleri ile işbirliği, yükseköğretim ve sağlık konularında kendi belediyelerinde doğrudan karar verebilme ve Sırbistan millî eğitim müfredatını takip etme haklarını vermektedir. Kosovalı Sırplar bu plana göre belediyelerde 5000 nüfusa ulaştıklarında kendi bayraklarını resmi binalarda göndere çekme, kendi anadillerini resmi dil olarak kullanma, kamu kurumlarında nüfusları oranında yer alma gibi haklarla donatılmıştır. Yine Ahtisaari Planı Sırp Kilisesinin özerkliğini de ayrıca düzenlemiştir. 120 sandalyelik Kosova Parlamentosunun 10 sandalyesi de Sırp temsilcilere ayrılmıştır. 17 Şubat 2008’de Kosova Parlamentosunda ilan edilen Bağımsızlık Bildirgesi,[2] Ahtisaari Planının uygulamaya konulacağını ifade etmektedir. Hatta Bildirgenin 5’inci paragrafında Ahtisaari Planının uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası sivil varlığı ve liderliğini Avrupa Birliği’nin (AB) yapacağı bir hukukun üstünlüğü misyonu ülkeye davet edilmektedir. Son paragrafta da Kosova’nın Ahtisaari Planındaki yükümlülüklerle hukuken sorumlu olduğu yeniden vurgulanmaktadır.  9 Nisan 2008’de Kosova Parlamentosunda oybirliğiyle kabul edilen Kosova Anayasası da doğrudan Ahtisaari Planından üretilmiştir.

Sırp Belediyeler Birliği oluşumu Ahtisaari Planının Kosovalı Sırplar için öngördüğü hakların düzenlenmiş ve ilerletilmiş halidir. 19 Ağustos 2013’te AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın arabuluculuğunda Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Sırbistan Başbakanı Ivica Daçiç, Kosova'daki Sırp çoğunluklu belediyelerden oluşan bir birlik kurma konusunda anlaştıklarında temel hukuki zemin yine Ahtisaari Planıydı. Buna göre kurulacak Sırp Belediyeler Birliği, ekonomik kalkınma, eğitim, sağlık hizmetleri ve kentsel veya kırsal planlama gibi konulardan sorumlu olacak. Ayrıca, Kosova'da ve yurt dışında diğer belediye birlikleriyle işbirliği anlaşmalarına girebilecekti. Yerel halkın katkıları, yerel vergi gelirleri ve Kosova merkezi makamlarının transferleri ile finanse edilecekti ve Sırbistan’a göre Sırbistan da vergiler ve harçlar olmadan Birliği finanse etme hakkına sahip olacaktı. Güvenlik güçlerinin çalışmalarında da Sırp Belediyeler Birliğinin bir takım yetkileri olacaktı. Diğer taraftan Kosova yargısından ayrı olarak ülkenin kuzeyindeki 7 ve güneyindeki 3 Sırp belediyesini kapsayan Mitroviça Temel Mahkemesi kurulacaktı.  Henüz Sırp Belediyeler Birliği oluşturulmadı. Bu tür görüşmelerin genelinde olduğu gibi bir al-ver süreci takip edilmekte ve Kosova, karşılıklılık içeren taleplerde bulunmakta ve yanı sıra Sırbistan’ın da Kosova’nın bağımsızlığını tanımasını beklemektedir. Kosova, Sırbistan açıkça Kosova’nın bağımsızlığını tanımadan Sırplara ayrıcalıklı haklar vermek istememektedir. Hukuki zemin o derece önemlidir ki özellikle Kosova Başbakanı Albin Kurti, bazı hakların verilmesinin Kosova içerisinde yeni bir Kosova üreteceğinin farkındadır.

Azerbaycan açısından bakıldığında bağımsız, toprak bütünlüğü ve ülkesindeki egemenliği tanınan bir Birleşmiş Milletler (BM) üyesidir ve işgal altında tutulan topraklarını kurtarmıştır. Herhangi bir konuda pazarlık yapmasını ve al-ver sürecine girmesini gerektirir bir hukuki zemin söz konusu değildir. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un böylesi bir kapsamla Kosovalı Sırplarla kurduğu bağlantı esasen Azerbaycan’ın egemenlik haklarını dikkate almayan bir tutum olarak değerlendirilmelidir. Kaldı ki Kosova, Sırp Belediyeler Birliği konusunu Kosovalı Sırpların parlamentodaki temsilcileri ya da belediye başkanları ile değil, AB temsilcilerinin hazır bulunduğu müzakere masalarında Sırbistan’la görüşmektedir. Hukuki zemin o kadar önemlidir ki bugün Kosova’nın karşılıklılık ilkesini öne sürerek Sırbistan’ın güneydoğusunda Preşova Vadisinde mukim Arnavutlar için Sırp Belediyeler Birliği benzeri bir oluşum talebini müzakere konusu haline getirmesi mümkün değildir. Bu ancak Sırbistan’ın kendisinin iç hukukunda bir düzenlemeye gitme gereği duyması halinde söz konusu olabilecektir. Karabağ’da bulunan Ermenilerin statüsünün belirlenmesi de Azerbaycan’ın iç meselesidir. Bazı ülkelerin bu durumu kabullenememesi barış sürecine katkıda bulunmamakta, hatta engellemektedir.  

 

*Fotoğraf: CivilNet.am

 


[1] Lavrov compares Karabakh to Kosovo and Donbas, stressing need for rights and security, Youtube, CivilNet, 21 Mart 2023, https://www.youtube.com/watch?v=E7iIRTMcWIc ; Lavrov compares Karabakh to Kosovo and Donbas, stressing need for rights and security, CivilNet, 20 Mart 2023,  https://www.civilnet.am/en/news/695204/lavrov-compares-karabakh-to-kosovo-and-donbas-stressing-need-for-rights-and-security/

[2] Kosovo Declaration of Independence, 17 February 2008, https://www.refworld.org/docid/47d685632.html ; Constitution of the Republic of Kosovo, https://www.assembly-kosova.org/Uploads/Data/Files/5/ConstitutionoftheRepublicofKosovovithamend.I-XXV_rwWEfAUpgP.pdf (içinde)


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten