1915 Olaylarına dair Ermeni iddialarını destekleyeceğine dair çeşitli beyanlarına rağmen, Fransa’daki Ermeni diasporasının bazı etkili üyelerinin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı sadece aktif biçimde çalışmakla kalmayıp şiddete dayalı bir mücadele verdikleri görülüyor.

Geçtiğimiz yılki bir Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) yorumunda ayrıntılı biçimde ele alındığı üzere Emmanuel Macron, yaklaşık bir yıl önce 31 Ocak 2018 tarihinde Fransa’daki Ermeni diasporasının şemsiye örgütü olana Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi yıllık gala yemeğinde 1915 Olayları hakkında bir açıklama yapmış ve sözde Ermeni soykırımı anma gününün Fransa'nın ulusal etkinlik takviminde yer alacağını açıklamıştı. Ayrıca, bir kez daha soykırım reddi suçunun Fransız Parlamentosu gündemine eklenmesi gerektiğini ve 1915 olaylarının “soykırım” olarak tanınması mücadelesinin aynı zamanda soykırım reddine karşı mücadele olduğunu belirtmişti.[1]

Geçmişte belirli Ermeni örgütleri tarafından yalnızca Fransa’daki Türk misyonlarına ve diplomatlarına karşı değil, aynı zamanda Fransa halkına ve Fransa’ya yönelik terör saldırıları da dâhil olmak üzere şiddet taktikleri ve yöntemleri kullanıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi İsmail Erez, 24 Ekim 1975 tarihinde Paris'te Makam Şoförü Talip Yener ile birlikte Ermeni teröristler tarafından vahşice şehit edildi. Paris'teki Türk Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan ve Güvenlik Ataşesi Cemal Öz de, sırasıyla 22 Aralık 1979 ve 24 Eylül 1981 tarihlerinde yine Paris'te de Ermeni teröristler tarafından şehit edildiler. Bu bağlamda, Orly Havaalanı'nda 15 Temmuz 1983 tarihinde bir Ermeni terör örgütü tarafından yapılan saldırıdan bu yana yaklaşık 36 yıl geçtiği unutulmamalıdır. Bu tiksindirici saldırıda dördü Fransız olmak üzere sekiz kişi öldürüldü ve elli beş kişi yaralandı. Bu korkunç terörist saldırı hala Orly Katliamı olarak hatırlanmaktadır.

Fransa son zamanlarda “sarı ceketliler” protestolarıyla karşı karşıya kaldı. Protestolar, yakıt fiyatlarındaki artışa karşı basit bir siyasi tepki olarak başladı. Ancak kısa sürede, bu basit siyasi tepki, şiddet içeren bir ayaklanma haline geldi. Basında, “Paris'te ve diğer şehirlerde olağanüstü bir şiddetin ortaya çıktığı” ve “ yıkıp yakmanın büyük bir kısmının Paris’e kuzey Fransa’daki Brötanya ve Normandiya’daki şehirlerden gelen 20 ile 50 yaşları arasındaki kadın ve erkeklerden oluşan Sarı Ceketlilerin radikal bir kanadı tarafından yapıldığı” bildirilmiştir.[2] Aynı haberlerde sarı ceketlerin  “Emmanuel Macron’un başkanlığını mahvetmek”  tehdidinde bulundukları da belirtilmiştir.

Kendisini “Sarı Ceketlilerin” liderlerinden biri olarak ilan eden kişilerden birinin Fransa’daki Ermeni diasporasından olması Emmanuel Macron için büyük bir olasılıkla sürpriz oluşturmuştur.  Bloomberg, bu lideri “Normandiya'da Sarı Yelek organizatörü 29 yaşındaki bir satış elemanı olan Hayk Shahinyan” olarak tanıtıyor.[3] Ermenistan Kamu Televizyon Şirketi TV 1 ise, 24 Aralık 2018 tarihinde Hayk Shahinyan ile yaptığı özel röportajda  “hareketin dört kurucusundan biri olan Hayk Shahinyan’ın, sorunun sistematik bir karaktere sahip olduğunu” söylediğini naklediyor.[4]  Basında ayrıca,  Shahinyan’ın kendi ülkesi olan Ermenistan'daki “kadife devrimi” aktif olarak desteklediğine de değiniliyor.[5]

Hayk Shahinyan'ın Fransa'daki Ermeni Diasporasının aktif bir üyesi olduğu ve bir süredir Fransa'daki Ermeni Diasporasının görünürlüğünün yeniden düzenlenmesi ve artırılması önerisinde bulunduğu bilinmektedir.[6] Bu devrimci Ermeni eylemcinin içinde yer aldığı Fransa’da meydana gelen son şiddet olayları, Ermenistan’ın “kadife devrimini” Ermeni diasporası üyeleri aracılığıyla Fransa’ya ihraç etmeye çalıştığına, dolayısıyla Ermeni diasporasının Fransa’da daha “görünür” hale geldiğine dair bir gösterge olabilir. Bu gelişme, asılsız Ermeni iddialarına verdiği cömert desteğin karşılığı olarak Fransa'daki Ermeni diasporasının Emmanuel Macron'a sürpriz bir yeni yıl “hediyesi” olarak kabul edilebilir. Bu bağlamda, tarihin sürprizlerle dolu olduğu ve Türklerin ihanetlerle ilgili acı anıları bulunduğu da bir gerçektir.

*Fotoğraf: https://www.independent.ie