10 Ekim 2022 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Vaşington Büyükelçiliği’nin servis aracına ateş açılmıştır. Azerbaycan’ın Vaşington Büyükelçiliği yetkilileri derhal ABD kurumlarına bilgi vermiş ve kamera görüntülerini yetkililere sunmuştur. Dün (12 Ekim) Amerika Birleşik Devletleri'nin Azerbaycan’daki geçici işgüderi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmış, olayla ilgili ciddi endişe ve memnuniyetsizlik ifade edilmiş ve Azerbaycan’ın diplomatik misyonunun güvenliğinin sağlanması talebi iletilmiştir[1].

Son dönemde, Vaşington, Paris, Beyrut ve diğer şehirlerdeki Azerbaycan Büyükelçiliklerine yönelik saldırılar, yabancı ülkelerdeki Ermeni topluluklarının radikal üyeleri tarafından Azerbaycan'ın diplomatik temsilciliklerine yönelik saldırılarının sistematik bir nitelik kazandığını göstermekte ve ciddi endişe kaynağı oluşturmaktadır. 

Azerbaycan, Viyana Sözleşmesini hatırlatarak[2], yabancı ülkelerdeki diplomatik misyonlarının güvenliğinin sağlanmasının, uluslararası sözleşme uyarınca ev sahibi ülkenin bir yükümlülüğü olduğunu vurgulamıştır. Azerbaycan, her olayla ilgili adli soruşturma yürütülmesi ve Azerbaycan Büyükelçiliklerinin ve Azerbaycanlı diplomatların güvenliğinin sağlanması gerektiğini bir kez daha belirtmiştir.

Hatırlanacağı gibi, Ermenistan 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Azerbaycan’a yönelik toprak iddialarını gerçekleştirmek için terörizmi bir devlet politikası aracı haline getirmiş ve Azerbaycan topraklarını işgal etme sürecinde terör araçlarını farklı alanlarda yaygın olarak kullanmıştır. 

Daha önce, 31 Türk diplomatının dünyanın pek çok farklı noktasında Ermeni terörüne şehit verildiğini hatırlatmak yerinde olacaktır. Bu vesileyle 12 Ekim 1979 tarihinde JCAG/ARA tarafından şehit edilen Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Özdemir Benler’in oğlu Ahmet Benler’i rahmetle anıyoruz.

Son günlerde Avrupa başkentlerinde ve Los Angeles şehrinde Azerbaycan diplomatik misyonlarının ve Azerbaycan toplumunun maruz kaldığı saldırılar, geçmişte Türk diplomatlarına ve onların aile fertlerine yönelik olarak gerçekleştirilen saldırıları anımsatmaktadır. Söz konusu terör saldırılarının faillerinin ev sahibi ülke mahkemelerinde maalesef cezalandırılmadığı kayıtlara geçmiştir. Geçmişte olduğu gibi bugün de terör eylemlerinin failleri henüz cezalandırılmamıştır. Radikal Ermeni grupları yeni provokasyonlara başvurmaya cesaretlendiren de bu aymazlıktır. Terör cezalandırılmayarak adeta teşvik edilmektedir.

Tüm bu gelişmeler, geçmişte yaşanan ırkçı Ermeni terör saldırılarını yeniden hatırlatmaktadır. Akıllara ise tek bir soru gelmektedir: Batılı ülkeler tarafından zamanında cezalandırılmayarak cesaretlendirilen ırkçı Ermeni terörizmi günümüzde yeniden mi uyanıyor?