TÜRKİYE’NİN G-20 VE MIKTA ÜYELİKLERİ
Yorum No : 2021 / 15
02.03.2021
8 dk okuma

İçinde bulunduğumuz küresel düzende ülkeler arasında ekonomik, siyasi ve teknolojik bağların giderek artması aynı zamanda işbirliğini de arttırmaktadır. Bu işbirliğinin değerli örneklerinden biri olan, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 19 ülke[1] ve Avrupa Birliği’nden oluşan Yirmiler Grubu (G20); uluslararası ekonomik konuları tartışmak üzere önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ekonomileri bir araya getirmek üzere tasarlanmış olan küresel bir forumdur. G20, üye ülkelerin bölgesel ve coğrafi konumları da göz önünde bulundurularak 1999 yılında, dönemin G7 maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının kararı doğrultusunda kurulmuştur. Dolayısıyla, küreselleşen bir dünyada tekelci bir yaklaşımın artık olanaklı olmadığını gören G7 ülkeleri,[2] G20’nin oluşumuna önderlik etmiştir.[3] G20 oluşumuna rağmen G7 kapsamında karşılıklı ilgi alanlarını tartışmak üzere her yıl bir araya gelen 7 sanayileşmiş ülkeye yöneltilen başlıca eleştiri, bu örgütün küresel politika ve ekonominin mevcut durumunu yansıtmıyor oluşudur. Bu durum G20 grubunda temsil edilmelerine rağmen, G7 üyesi olmayan Hindistan ve Brezilya gibi hızla büyüyen ve gelişen ekonomileri, sadece 7 ülkenin çıkarlarıyla paralel olarak alınan kararlardan kurtulmak amacıyla kendi topluluklarını kurmaya itmiştir.[4]

2008 Küresel Finans Krizini takiben krizin etkilerinin azalmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelerin dünya üretimindeki payları ve küresel ekonomideki etkileri artmaya başlamıştır. Bu ülkeler, G20 benzeri platformlarda gelişmiş ülkelerin uyguladıkları statükocu tavırlardan ötürü işlevsiz kaldıkları için BRICS gibi yapıları ortaya çıkarmışlardır.[5] Avrupa ülkelerin ve ABD’nin kontrolündeki çok taraflı bir sistem içinde daha adil bir uluslararası yönetime ulaşmayı hedefleyen BRICS, dünyanın en önemli ekonomileri arasında olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden meydana gelmektedir.[6] Aynı zamanda G20 üyesi olan bu ülkelerin en temel ortak özelliği ekonomilerinde sahip oldukları hızlı büyüme, yüksek dinamizm ve artan nüfuslarıdır. Bu tarz oluşumlarda ortak çıkar ve ortak tehditler üzerinden belirli ekonomik ve politik kararlar etrafında üyelerin kenetlenmesi söz konusudur.[7]

Dünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G20’nin bir diğer üyesi olan Türkiye’nin G20’deki yerini belirleyen önemli bir faktör ekonomik büyüklüğün yanı sıra, Avrupa ve Asya kıtalarını coğrafi, ekonomik ve kültürel olarak birbirine bağlayan stratejik bir konuma sahip olmasıdır. Uzmanlar, bölgesel gelişmeler değerlendirildiğinde Türkiye’nin G20 içerisindeki öneminin ilerleyen dönemde daha da artacağı görüşünü paylaşmaktadır. Türkiye’nin G20 üyeliği ülkenin küresel-ekonomik gelişmeleri yakından takip etmesini sağlamaktadır. Ayrıca ülkenin sorunlarının uluslararası alanda dile getirilmesi açısından da önemli bir niteliğe sahiptir. Her yıl düzenlenen G20 zirveleri Türkiye’ye uluslararası konumunu güçlendirmek adına mükemmel bir fırsat sunmaktadır. Küresel öneme sahip bir oyuncu olarak kabul edilen Türkiye özellikle enerji güvenliği, Orta Doğu barışı ve küresel finansal istikrar gibi alanlarda yapıcı bir rol üstlenmektedir. Ayrıca Türkiye, bu konulara dair veya ulusal çıkarlarını ilgilendiren diğer alanlarda G20’nin kimi üyeleriyle yapılacak olan anlaşmalara taraf olabilmekte ve acil küresel sorunlara koordineli ve uzlaşmacı çözüm arayışlarında koalisyonlara katılabilmektedir.[8]

Türkiye G20 içinde manevra kabiliyetini arttırmak amacıyla beş ülkeyi barındıran bir girişim olan MIKTA’ya katılmıştır. Gelişmekte olan ekonomiler arasında sayılan Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın bir araya gelmesiyle 2013 yılında kurulan MIKTA, diğer G20 gruplaşmaları olan G7 ve BRICS ile mukayese edildiğinde daha az gündemde olan bir platform olarak karşımıza çıkmaktadır.[9] Yine de MIKTA’nın kurulmasının G20 içindeki beş üyesinin etkinliğini ve prestijini artırdığını söylemek mümkündür. MIKTA’dan sonra bu beş ülke, G20 bünyesinde küresel finans yönetimi ile ilgili karar alma sürecine daha fazla dahil edilmiş ve küresel yönetişime daha aktif katılım şansı elde etmişlerdir. MIKTA’nın üyeleri için bir diğer önemli faydası da her biri farklı bir sosyo-ekonomik geçmişe, coğrafi çeşitliliğe sahip olan beş ülkenin ortak bir gündem oluşturmaya ve uygulamaya odaklanan çabalarını kolaylaştırıyor olmasıdır.[10] Dolayısıyla MIKTA’nın benzersiz bir bölgeler arası özelliği ve potansiyeli olduğu söylenebilir. Üye ülkelerin hepsi kendi bölgelerinin ve yakın çevrelerinin ötesinde aktifleşmekte olan aktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalkınma konusunda işbirliği, MIKTA’nın potansiyele sahip olduğu önemli alanlardan biridir. Köklü ve gelişmekte olan kalkınma sağlayıcılarının (Kuzey-Güney ve Güney-Güney işbirliği modelleri) küçük bir topluluk formatındaki birleşimi benzersiz bir avantajdır. Bu nedenle MIKTA, küresel kalkınma gündemini keskinleştirme potansiyeline sahiptir.[11]

MIKTA da tıpkı G7 ve BRICS gibi küresel ekonomik sorunlara kendi bakış açısından yaklaşmaktadır ve çok kutuplu dünya düzeninde önemli bir güç olma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Bu tür oluşumların ortak noktası küresel finans ve ekonomik sisteme meydan okuyucu tavırlara sahip olmalarıdır. ABD ve AB tarafından siyasi ve ekonomik müdahaleler karşısında güç kazanma amacında olan ülkelerin oluşturduğu bu topluluklar daha fazla işbirliğine vurgu yapmakta ve grup olarak hareket edildiğinde uluslararası sistemdeki değişimlere daha fazla etki edebileceklerini savunmaktadırlar.[12] MIKTA’nın bunu yaparken ne derece başarılı olacağı tartışılan bir konudur. MIKTA’nın çıktıları, sürdürülebilir kalkınmadan terörizme, Kuzey Kore’den sivil acil durumlara ve göçten ekonomiye kadar çok çeşitli konuları kapsamaktadır. Konuların bu şekilde yayılması, kimi görüşlere göre MIKTA’nın amacının tanımlanmasını güçleştirmektedir. Ek olarak, Covid-19 dünya genelinde dışişleri bakanlığı bütçelerini sıkılaştırmıştır. Bunun sonucunda G7 ve BRICS gibi MIKTA’nın da çoklu programları destekleme kapasitesi artan bir baskı altına girmekte ve bir dizi başka girişime karşı rekabet etmek zorlaşmaktadır. MIKTA gibi orta ölçekli güç girişimler, yeterli başarıya ulaşamadıkları takdirde etkinliklerini yitirebilmektedir. Kurulmasından yaklaşık sekiz yıl sonra, Covid-19’un da etkisiyle MIKTA’nın bu risklerin üstesinden nasıl gelebileceği merak konusudur.[13]

 

*Fotoğraf: 15’inci MIKTA Dışişleri Bakanlığı Toplantısı (New York, 26 Eylül 2019) - Kaynak: http://www.mikta.org/

 


[1] Almanya, ABD, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye

[2] ABD, Kanada, Almanya, Japonya, Fransa, İtalya ve İngiltere

[3] Enis Günaydın, “Dünyanın en büyüklerini toplayan G20 nedir?”, Euronews, 1 Aralık 2018, https://tr.euronews.com/2018/01/12/dunyanin-en-buyuklerini-toplayan-g20-nedir-neler-konusulacak

[4] “What is the G7 summit and what does it do?”, BBC News, August, 2019, https://www.bbc.com/news/world-49434667

[5] Deniz İstikbal ve ark., “Dönüşen Dünya Düzeninde 'BRICS’ Ve Türkiye’Ye Etkisi”, Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, Cilt:4, Sayı:7, Ocak 2019, s.48.

[6] Yalçın Ademoğlu, “BRICS neyi hedefliyor, hala bir anlam ifade ediyor mu?”, Euronews, 14 Kasım, 2019, https://tr.euronews.com/2019/11/14/brics-neyi-hedefliyor-hala-bir-anlam-ifade-ediyor-mu

[7] “Dönüşen Dünya Düzeninde 'BRICS’ Ve Türkiye’ye Etkisi”, s. 59.

[8] Colin I. Bradford & Jonannes F. Linn, “The G20 Summit - Its Significance for World and for Turkey”, International Economic Issues, s. 63. Available at: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/646919

[9] Emel Parlar Dal, “Çok taraflı diplomaside yeni arayışlar: Türkiye ve MIKTA”, Anadolu Ajansı, 26 Haziran 2017, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/cok-tarafli-diplomaside-yeni-arayislar-turkiye-ve-mikta/845462

[10] Selcuk Çolakoğlu, “Is MIKTA sustainable as a middle power grouping in global governance?”, Diplo, July 11, 2017, https://www.diplomacy.edu/blog/mikta-sustainable-middle-power-grouping-global-governance

[11] Stephan Klingebiel, “MIKTA: What’s in a name? The potential of middle power cooperation to strengthen global governance”, UNDP,  October 20, 2020,https://www.undp.org/content/seoul_policy_center/en/home/presscenter/articles/2020/mikta--what_s-in-a-name--the-potential-of-middle-power-cooperati.html

[12] “Dönüşen Dünya Düzeninde 'BRICS’ Ve Türkiye’ye Etkisi”, s. 59-60.

[13] Jeffrey Robertson, “Where next for MIKTA?”, The Interpreter, August 26, 2020, https://www.lowyinstitute.org/the-interpreter/where-next-mikta


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten