Avrupa Komisyonu’ndaki en önemli görevlerden biri Genişlemeden Sorumlu komiserliktir. Bu görev, Avrupa Birliği (AB) için önemli olmasının yanı sıra Türkiye için de AB konusundaki kritik pozisyonlardan biridir. Geçtiğimiz hafta, Macaristan’ın Genişlemeden Sorumlu üyelik için aday gösterdiği Oliver Varhelyi’nin Avrupa Parlamenterleri tarafından sorgulanmasında yöneltilen sorular ve ifade edilen kuşkular Türkiye için rahatsız edici olmuştur. 15 Kasım’daki söz konusu sorgulama Türkiye, Rusya[1] ve “Batı Balkanlar” ile ilgili olarak üç saati bulmuştu ve ikna edici olmadığı gerekçesiyle adaylığına onay verilmemişti. Bunun üzerine Varhelyi’ye parlamenterleri ikna etmek için bazı sorulara yazılı olarak cevap vermesi istenerek 18 Kasım tarihine karar zaman verilmişti.[2] Bu sorgu esnasında Oliver Varhelyi’nin Türkiye’yi destekleyen Orban hükümetinin etkisi altında kalmayacağına dair ikna edici olması beklenmişti. 

Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesinin seçilmesi memnuniyet verici bir gelişme olmakla beraber Türkiye’nin AB nezdinde sakınılması gereken bir konu olarak görülmesi, bunun için üç saat sorguya çekilmesi ve hatta beyanlarını yazılı olarak vermesinin istenmesi hem Türkiye için hem de Varhelyi için talihsiz bir gelişme olarak nitelendirilmeye müsaittir. 

Avrupalı Parlamenterlerin Varhelyi’yi sorguya çekmesi başlı başına bir ayrımcılık oluşturmaktadır. Üyelik sürecinde müzakere aşamasında bir ülke olan Türkiye’nin AB gözünde bu kadar “tehlikeli” ve “dışarıda bırakılması gereken” olarak görülmesi üzücüdür. Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylama yarın (27 Kasım 2019) Strazburg’da[3] gerçekleşecektir.